kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 1 Ocak 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
NAZLI ILICAK

Say, Mevlana'dan öğrensin

Unesco, 2007'yi, Mevlana yılı olarak ilân etmişti. Yılın son faaliyeti, 24 Aralık'ta DRUM tarafından düzenlenen gösteriydi. Gösteriden, Zeynep Dereli sayesinde haberdar oldum; kendisine teşekkür ederim.
DRUM (Dialogue, Respect,Understanding through Music), müzik aracılığı ile diyalog ve müşterek bir anlayışa yönelmeyi amaçlıyor. "Ellerinizi, barışın ritmi için birleştirin" çağrısı salonda yankılanırken, Fazıl Say aklıma düştü. Piyano virtüözü Sabri Tuluğ Tırpan'ın Mevlana için bestelediği şiiri, ünlü sanatçı Sertab Erener seslendirdi. Kültürün, değişik toplumları birbirine bağlayan son köprü olduğu vurgulandı.
Ben, sanatı, düşmanlıklar değil, sevgi üreten bir noktada görmek isterim. DRUM'un önderliğinde, Mesnevi'yi müzikle buluşturan Sabri Tuluğ Tırpan da bunu yapıyor. Doğu ile Batı arasında kurulan kültürel köprü, kendi içimizdeki köprüleri yıkmaya çalışan ve insanları "%70-%30" diye bölen Fazıl Say'ın zihniyetinden ne kadar uzakta.
Sahnede Mevlana'nın meşhur mesajı tekrarlanıyor. "Gel Her ne isen öylece gene gel..."
Ama bir Fazıl Say çıkıyor, farklı olanı, tıpkı Bekir Coşkun gibi, "Göbeğini kaşıyan adam" diye küçümsüyor. Merak ettim acaba Say, Lütfü Kırdar Kongre Sarayı'ndaki konsere gitti mi? Gitseydi, öğreneceği çok şey vardı.
Dünya nimetleri yerine gönül zenginliğine kavuşmanın yolunu gösteren Mevlana'dan birkaç cümle: "Ey oğul, bağı çöz, özgür ol. Ne zamana kadar altına gümüşe bağlı kalacaksın? Denizi testiye döksen ne kadar alır? Bir günlük kısmet. İhtiras sahiplerinin göz testisi dolmaz."
Mevlana, bu görüşleri ifade ettiği için, evrenselliğe ulaşıp, 800 yıl yaşayabiliyor. Fazıl Say, kendisini, sığ bir tartışmanın parçası haline getirip, evrenselliğini yitirdiğinin farkına varmıyor mu acaba?