kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 30 Aralık 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Yaran, Shangri-La Oteli'nde 45 kişilik bir ekiple çalışıyor.

Filipinli kadınları baştan çıkaran pastacı

Murat KARPUZ- Dış Haberler
30.09.2007
Türkiye'de adını yaptığı altın kaplama pastalarla duyuran Çırağan Oteli'nin pasta şefi Yusuf Yaran, Uzakdoğu'nun ünlü oteller zinciri Shangri-La'ya transfer oldu. Filipinler'e yerleşen Yaran, pastalarıyla şimdi de Filipin sosyetesinin gözdesi..
Daha 13 yaşındayken Bolu'nun aşçılarıyla meşhur ilçesi Mengen'de bir pastanenin mutfağında duyduğu vanilya kokusuna âşık olan Yusuf Yaran, o günden itibaren hayallerinden pastalar üretmeye adıyor kendini. Yaran'ın pastalardan dünyalar yaratma arzusu öylesine büyükmüş ki kariyer basamaklarını yürüyerek değil koşarak çıkmaya başlıyor. Dünyanın en ünlü pasta tasarımı okullarından Fransa'daki Ecole Lenotre ve İsviçre'deki Fabilo enstitülerinde aldığı eğitimden sonra da, 20 yaşındayken, Türkiye'nin ilk beş yıldızlı otel pastane şefi oluyor. Çırağan Palace Kempinski Oteli'nde kariyerine devam ettiği dönemde sekiz ay üzerinde çalışarak hazırladığı 2 bin dolarlık altın kaplama pastalarla Türk sosyetesinin gözdesi oluyor. Uluslararası yarışmalarda tam 15 ödül alan Yaran'ı pasta şefi olarak görev yaptığı dünyanın en büyük oteller zincirine bağlı Filipinler'in başkenti Malina'daki Makati Shangri-La'da bulduk. Türkiye'den sonra Filipinler'i de çikolataya bulayan bu pasta ustasıyla transferinin perde arkasını ve hedeflerini konuştuk.

- Yurtdışından iş teklifi almanız nasıl oldu?
- Çırağan'da çalışırken bir dönem birlikte pasta yaptığımız dünyaca ünlü bir şef beni Shangri-La grubuna önermek istediğini söyledi. Dört gün sonra telefonla arandım. Takip eden bir hafta boyunca ikişer saati aşan telefon mülakatı yaptım. 33. günün sonunda kendimi dünyanın en büyük oteller zincirlerinden biri olan Shangri-La'da buldum. Eşim ve iki oğlumla Malina'daydım.

- Filipinler gibi uzak ve mutfağı tamamen farklı bir ülkede pastacılık yapmak biraz korkutmadı mı sizi?
- Türkiye'de en iyi otellerde gelebileceğim en üst mevkilere geldim. Benim için yeni bir mücadele gerekliydi. Bu da ancak Türkiye'nin ötesinde olurdu. Bu yüzden birçok ödül almış dünyanın sayılı otellerinden birinde çalışma isteği beni heyecanlandırdı. Asya'da birçok şey Türkiye'den farklı. Ancak bu farklılıkları keşfetmek benim her zaman hayalimdi.

KAHVE TÜRKİYE'DEN
- Mönünüzde Türk tatlıları da var mı?
- 699 odalı otelimizde sekiz ayrı restoran bulunuyor. Burada çalışmaya başladıktan sonra mönüye Türk tatlıları aldım. İki haftalık geçici bir süre verdiler. Müşterilerin aşırı beğenisi süreyi uzattı. Baklava, lokma, sütlaç, un kurabiyesi yaptım. Kurukahveci Mehmet Efendi'den kahve götürdüm. Türk Kahvesi inanılmaz hoşlarına gitti. Pastalarımı da Yasemin, Aşk, Şerefe, Dilara gibi Türk isimleriyle sunuyorum. Yasemin ayrıca benim eşimin ismi. İsimleri gören bazı Türk müşteriler de beni soruyor.

- Siz aynı zamanda bir pasta tasarımcısısınız. Hedefleriniz neler, televizyon programı düşünüyor musuz?
- Filipinler'de bazı dergilerin özel kapakları için tasarımlar yaptım. Bir derginin kapak çekimleri için modelin üzerine giyebildiği tamamen yenilebilen pastadan bir elbise yaptım. Özel televizyon kanalı GMA7-QTV'de defalarca programa çıktım. Ancak kafamdaki gerçek televizyon projesini doğru çerçeveyle ekrana yansıtabileceğim uygun zaman ve teklifi bekliyorum. Çok yakında bu da olacak.

- Türkiye'de genelde yemek programlarını güzel mankenler ya da uzman olmayan kişiler yapıyor...
- Yemek programları için doğru insanlar seçilmeli. İyi bir şarkıcı ya da iyi bir model olmak mutfakta becerikli ve güçlü bir yemek kültürünüz olduğu anlamına gelmez. Bu yüzden bazen ekranlarda hayatında mutfağa girmemiş, bol makyajlı kadınların ne kadar gülünç yemek programları sunduğuna şahit oluyorum.

ÇİKOLATANIN CAZİBESİ
- Türkiye'de çalıştınız dönemde "Kadınlar benimle tanışmak için mutfağa geliyor" demiştiniz. Filipinli kadınlar da sizi görmeye geliyor mu?
- Bu sadece bana özel değil. Hayatımda güzel görünümlü, lezzetli bir tatlıya özellikle çikolataya "Hayır," diyen bir kadınla tanışmadım. Diyette bile olsalar.. Kadınlar, o güzel ve çekici tatlıyı yapan kişiyi de özel buluyorlar. Bu dünyanın her yerinde aynı. Belki de beyaz üniformanın cazibesi...

- Manila'da bir Türk için yaşam nasıl? Ailenizin bir şikâyeti var mı?
- Filipinler her şeyiyle bizden farklı. Otelime sadece 10 dakika uzaklıkta oturuyoruz. İzinli olduğum günlerde ailemle birlikte değişik lezzetlerin bulunduğu restoranlara gitmek, sadece burada yetişen sebze ve meyveleri tatmak benim için çok keyif verici. Manila'daki yaşamımızla ilgili hiçbir şikâyetimiz yok. Burası çok eğlenceli, insanlar çok sevecen. Herkes dans etmeyi, şarkı söylemeyi çok seviyor. Tek yapamadığımız lapa lapa yağan karın altında kartopu oynamak. Çünkü burada hiç kış olmuyor.
Haberin fotoğrafları