kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 29 Aralık 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Şehzadebaşı Camisi'nin yanındaki parkta bulunan çadırdan belediye binası görülüyor.

4 kişilik aile küçük bir çadırda yaşam mücadelesi veriyor

Fatih ULAŞ / Pervin METİN - SABAH
Abdullah Pendik işsiz kalınca eşi ve iki çocuğuyla birlikte Büyükşehir Belediyesi'nin karşısında bulunan parka sığındı..
İLİŞKİLİ HABERLER
4 kişilik aile küçük bir çadırda yaşam mücadelesi veriyor
İstanbul'un göbeğinde küçücük bir çadırın içinde 3 aydır büyük bir dram yaşanıyor. 4 kişilik Pendik ailesi; anne Saadet, baba Abdullah, 19 yaşındaki Orhan ve 12 yaşındaki Sırriye piknik tüpüyle donmaktan kurtuluyor, açlıktan ölmemek için kuru ekmekle yetinmek zorunda kalıyor. Memleketi Denizli'den 2 yıl önce İstanbul'a gelen Abdullah Pendik (54), Unkapanı'nda müzik aletleri imal eden bir işyerinde çalışmaya başladı. Ancak 3 ay önce işten çıkarıldı. 300 YTL'ye oturduğu ev kirasını ödeyemeyince de aile evden çıkarıldı. Muhtarlıktan aldığı fakirlik belgesiyle Büyükşehir Belediyesi'ne başvuran Pendik'e yardım yapıldı ancak parasal destek onları sokaktan kurtarmaya yetmedi. Koca kentte ortada kalan Pendik, İstanbul Büyükşehir Belediyesi önündeki Saraçhane Parkı'na çadır kurdu.

PİKNİK TÜPÜYLE ISINIYORLAR
Parkın kenarındaki Şehzadebaşı Camisi'nin imamı, gece sıfır dereceye kadar düşen soğukta donmamaları için Pendik ailesine, elektrikli soba verip camiden çadıra kablo çekti. Küçücük çadıra güçlükle sığan aile, bu sobayla ısınmaya çalışıyor, o da yetmezse piknik tüpünün çevresinde toplanıyor. Aile çadırın altına serili olan ve yerde ıslanan battaniye üzerinde uyuyor. Yemek öğünleri ise hiç değişmiyor: Makarna ve ekmek. Ancak kimi günler, sadece kuru ekmekle idare etmek zorunda kalıyorlar. Çadırda birkaç bardak ve tavanın dışında hiç eşya yok. Bir de küçük Sırrıye'nin oyuncak bebekleri...

"KÜMES GİBİ BİR YERE BİLE RAZIYIZ"
Çöp kutularından teneke kutu toplayarak günde 5 YTL kazanıyorlar. İki kişi işe çıktığında diğer iki kişi çadırı korumak zorunda kalıyor. Sağlığının şimdilik yerinde olduğunu söyleyen baba Pendik, "Çalışmaya engel olacak bir durumum yok. Bir iş verilirse, ailemi geçindirebilir, kiramı öderim. Kümes gibi bir yere bile razıyız. Yaşım nedeniyle kimse iş vermiyor. Çocukluğunda menenjit geçiren eşim, kızıma bakıyor. Ben de oğlumla yollardan ve çöplerden teneke kutu toplayarak ekmek paramızı çıkarmaya çalışıyorum. Denizli'ye de dönemem. Çünkü orada da iş yok" diyor. İlkokul birinci sınıftan sonra eğitimi yarım kalan Sırrıye, "Eğer okuyabilseydim avukat olurdum" diye sessizce söyleniyor. "Arkadaşlarım olmadığı için oyuncak bebeğimle oynuyorum. Gece de birlikte yatıyoruz. Ona sarılarak ısınmaya çalışıyorum" diyor. Orhan ise yaptığı iş başvurularının, sokakta yaşadığı için dikkate alınmadığını söylüyor: "Ben çalışmak istiyorum ama sokakta kaldığımız için kimse iş vermek istemiyor, güvenmiyorlar."