kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Aralık 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
NAZLI ILICAK

Dubai'de artılar eksiler

Bayramda Dubai'deydim. Herkesin, hakkında övgüler sıraladığı Dubai'de. İleri görüşlü tek bir kişinin vizyonu ile, ülkenin nasıl büyük bir hamle yapabileceğine şahit oldum.
Şeyh Muhammed bin Raşid el Maktum, bir gün tükenecek olan petrol gelirine sırtını yaslamak yerine, dünyanın dört bir köşesinden zenginleri çekecek şekilde turizmin alt yapısını kurmuş. Bunun yanı sıra, emlâk sektöründe de büyük hareketlilik var. Denizi doldurarak oluşturduğu palmiye biçimindeki kara parçasında, villalar kapış kapış. Bir tane de, Şehmuz Tatlıcı almış. "Hep Phuket'e giderdim. Ama şimdi, Türkiye'den sadece 4 saat mesafede, şahane bir denize, pırıl pırıl bir havaya kavuşuyorum" diyor.
Geniş caddeler, gökdelenler; rengârenk çiçekler, palmiyeler. Taksiler bakımlı; şoförlerin kıyafeti tertemiz. Her zevke hitap eden alışveriş merkezleri. Ve tabiki, turizm açısından asıl cazibe merkezini oluşturan kumsal ve deniz. Şeyh Maktum, çölde, Miami benzeri bir kent kurmayı başarmış. Zaten Miami de, önceden bataklık bir arazi değil miydi? Yalnız, Dubai'nin denizi çok daha güzel. Basra Körfezi, Okyanus gibi dalgalı değil. Sadece mevsimini iyi seçeceksiniz. Kum fırtınasına veyahut yaz aylarının boğucu sıcağına denk gelmeyeceksiniz.
Sıradan halk, nerelerde yaşıyor, bunu görmek mümkün değil. Bir turistin güzergâhında, sadece mimari açıdan birbiriyle yarışacak güzellikte, irili ufaklı binalar var. Ama, alışveriş merkezleri ve otellerde, Dubaililere ya da komşu ülkelerden gelen Araplara rastlıyorsunuz. Kadınların çoğu örtülü; hatta siyah peçeli. Bununla beraber, kimse kimseyle meşgul değil; kimse kimseyi yadırgamıyor.
Fakat itiraf edeyim, ben şahsen peçeli kadınları biraz yadırgadım. Kimisi, peçenin yanı sıra "kem gözlerden sakınmak için" kara gözlük de takmış. Bazen o haliyle fotoğraf çektireni gördüm. Siyah bir siluetin fotoğrafı mı olur? Kadınların gönüllerine o heves düştüğüne göre, modernleşme rüzgârına kapılıp, zaman içinde bizdeki gibi, tesettürün kendilerine yakışan şeklini de keşfedeceklerdir mutlaka.
Gökdelenler geceleri ışıl ışıl... bir başka güzel. O haliyle de Dubai, New York'un Manhattan bölgesini andırıyor. Şeyh Maktum, ülkesinin görüntüsünü çok kısa sürede değiştirmeyi başarmış. Keşke bu "üst yapı" devrimini, sosyokültürel değişimi hızlandıracak biçimde demokrasi ile taçlandırabilseydi.
Estetikten tam not; temizlikte, güvenlikte, zenginlik yaratmada büyük başarı. Maktum'un vizyonu, Dubai'yi, Ortadoğu'nun ilk demokratik ülkesi yapmaya ve böyle bir özgür ortamda halkının zihinsel inkişafını da sağlamaya yeter mi acaba? Şimdilik böyle bir gayret göze çarpmıyor.
Başarıyla güdülsem bile, güdülen bir toplumun ferdi olmak hiç istemezdim.
ÇÖLE KAR YAĞIYOR

Alışveriş merkezinin içinde, camın arkasında bembeyaz bir pist. Madem Dubai'de kar yağmıyor, buyurun size suni olarak üretilen kar ile oluşturulmuş bir saha. Ve işte peçesini kaldırıp yemeğini yiyen iki Arap kadını. Araplar, Dubai'de, bu modern mekânlarda dahi, kıyafetleri yüzünden yadırganmadan gezebildikleri bir ortam yakalamışlar. Erkeklerin beyaz entarileri, kadınların siyah çarşafları, turistlerin şortu, mayosu, dekolte elbiseleri, hepsi bir arada. Farklı hayat tarzları, birbirini eleştirmeden, rahatsız etmeden varlıklarını sürdürüyor.