F.Bahçe Ülker tatsız

F.Bahçe Ülker, geçen sezonu 30 lig, 9 playoff ve 2 kupa maçında sadece 4 yenilgi ile bitirip şampiyon olurken bu sezon geride kalan 12 maçta 4 yenilgi aldı. Yani geçen sezon ortalama 10 maçta 1 kez yenilirken bu sezon 3 maçın 1'ini kaybetti. Hele bunların son ikisi geçen sezon 34 sayı fark attığı G.Saray Cafe Crown ve Akatlar'da rahat yendiği Beşiktaş Cola Turka'dan olunca yankısı da fazla oldu. Peki; geçen sezon ligi domine eden takım nasıl bu hale geldi? Sahadaki duruşlarıyla bile 'Şampiyon belli, ikinci kim' dedirten oyunculara ne oldu? Sorun Aydın Örs'ün yerine getirilen Tanjeviç mi? Basden-Clark ikilisinin yerine alınan 2 genç Sloven mi? Ya da 100. yıl stresinden kurtulup 101'de ipleri gevşeten yönetim mi? Örs-Tanjeviç değişikliğinden başlayalım. Taraftarlara protesto yürüyüşleri yaptıran bu değişiklik, geçen sezon yaratılan sinerjiyi bitirdi. Hele Tanjeviç'in milli takımla Avrupa Şampiyonası'nda yaşadığı başarısızlık aleyhine olan dalgayı büyüttü. Önce şunu söyleyelim, Örs ile Tanjeviç'in coaching stilleri farklı. Örs daha otoriter duruşa sahipti. Kenara aldığı oyuncuyu eleştirdiğinde ona karşı çıkan olmazdı. Tanjeviç ise kenardaki hareketleri ile dahi oyuncalara ne yapmaları gerektiğini gösteriyor. Hata yapıldığında da kenara alıyor ve derdini bağıra çağıra anlatıyor. Ancak Tanjeviç'in Sırp antrenörlere has bu tavırları F.Bahçe ile uyuşmadı.

TAKIMIN KİMYASI BOZUK
Örs geçen sezon takım kimyasını oluşturmak için ne kadar çaba gösterdiyse, Tanjeviç'in hareketleri ters etki yapıyor. Sık oyuncu değiştirmesi, iyi oynayanları kenara alıp bir daha oynatmaması takımın geçen sezon yakaladığı uyumu bozdu. Belki 12 oyuncunun birden oynaması güzel görünüyor ama kimyası bozuk bir takımda yararlı olmuyor. Tanjeviç'in bir eksisi de, milli takımı da çalıştırmasından dolayı yerli antrenörlerin gözünde hedef rakip olması. F.Bahçe'nin kimyası niçin bozuk? Geçen sezon kadroda olan Edie Basden ve Ira Clark takımı bir arada tutan yapıştırıcılardı. Her şeyi yapan, 3 dakika oynasa da şikayet etmeyen bu iki oyuncu takımın ağır işçileriydi. Yıldız değillerdi ama ellerinden her şey gelirdi.

ROL OYUNCULARI YOK
Bu sezon onların yerini alan Emir Preldzic ve Gaspar Widmar geleceği parlak oyuncular. Ama Basden-Clark ikilisinin ne tecrübesine ne de oyun anlayışına sahipler. İşte sorun burada başlıyor. İşler kötü gittiğinde kenardan gelip takımı taşıyacak, rakibi yıldıracak isimler yok. F.Bahçe belki bir tanesine kadroda yer bulabilirdi. Ama zaten kadrosunda Hakan, Semih ve Oğuz gibi gençler bulunan sarı-lacivertlilere bu iki isim fazla geldi. Rol oyuncuları olmayınca takımın sertliği, fizik gücü bir anda düştü. Yük Mirsad, Ömer, İbrahim ve Solomon'a bindi. Bu dörtlüden İbrahim'in sakatlanıp takımdan ayrı kalması da karamsar tabloyu ortaya çıkardı. Bir diğer transfer James White, NBA'in en atletik oyuncularından. Ancak Avrupa'ya uyum aşamasında. F.Bahçe'de hızlı hücumlarda ilk alternatifin hep Ömer Onan olması da White'ın geri planda kalmasına yol açıyor.

YÖNETİM YALNIZ BIRAKTI
Gelelim yönetim kısmına. Sarı-lacivertli yöneticiler, geçen sezon kazanılan şampiyonlukları yeterli görüp bu sezon 'olanla idare edelim' görüşünde olabilir. Ancak takımı yalnız bırakamazlar. Son Beşiktaş maçında idareci olarak sadece Nedim Karakaş vardı. Oysa rakip adeta olağanüstü hal ilan etmişti. Ve eminim basketbolcular da kendilerini fazlasıyla yalnız hissettiler. Bundan sonra ne olur? Fenerbahçe'ye en az 2 takviye şart. Solomon'a 1 yedek ve iyi bir 4 numara. Almazlarsa ne olur? Bana göre Cola Turka veya Cafe Crown'ın şampiyonluğunu izlerler.