Bayram ve kurbanlar

KELEBEK VE DALGIÇ: 12 yıl önce, 28 Aralık'ta bir hastane odasında uyanıyor 43 yaşındaki Jean-Dominique Bauby. Ünlü Fransız Elle dergisinin baş editörü kendisi... Tahmin edileceği gibi etrafı güzel kadınlarla çevrili, hareketli ve heyecanlı bir yaşamı varken ani bir beyin kanaması sonucu felç oluyor. Tıpta 'Lock-in Sendromu' da denilen bu felç halinde sadece görüyor ve duyuyor. Dış dünya ile tek iletişim aracı ise sol gözü... İki yıl süresince, fedakâr bir konuşma terapistinin bulduğu yöntemle bu sol gözünü kelebek gibi kırpıştırarak iç dünyasını anlattığı bir kitap yazıyor. Kitap ölümünden üç gün önce basılıyor. Bu gerçek öyküden filme uyarlanan 'Kelebek ve Dalgıç' 18 Ocak 2008'de vizyonumuzda. Film, bu yıl Cannes'da 'En İyi Yönetmen' ödülünü aldı.

UÇURTMA AVCISI: Haberini geçen hafta yapmıştım. Oscar yarışının iddialı filmlerinden Amerikan yapımı 'Uçurtma Avcısı'ndaki dört Afgan çocuk oyuncu bu bayramı ailelerinden uzak, can korkusuyla yaşadılar. Afgan asıllı Amerikalı yazar Halit Hüseyni'nin aynı adlı romanından uyarlanan filmi tartışmaların merkezine taşıyan ise bir tecavüz sahnesi. Aşiretler arası çatışmadan korkulduğu için başrolde yer alan 13 yaşındaki Ahmet Han Mahmudzade'nin de aralarında olduğu bu dört çocuk, Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki bir Afgan kampına kaçırıldı. Ülkelerine ne zaman dönecekleri belli değil! Film, ülkemizde 22 Şubat'ta gösterime girecek.

YARGISIZ İNFAZ: Masumiyetin ispatlanıncaya kadar suçlusun! Hukuk yasalarını tersine çeviren bu uygulamanın binlerce mağdurundan sadece birisi olan ABD vatandaşı Arap bir mühendis, üç yıl önce yani 11 Eylül sonrasında bayram münasebetiyle ailesini ziyarete Mısır'a gidiyor ama dönüşte onu CIA tarafından terörist şüphesiyle atıldığı uzun ve işkenceli bir hapis dönemi bekliyor. Doğrudan bir uyarlama değil ama bu adaletsiz uygulamalara tercüman olan 'Yargısız İnfaz', 4 Ocak 2008'de vizyonumuzda. Başrollerde Oscarlı Reese Witherspoon ve Jake Gyllenhaal gibi ünlü oyuncuların yer aldığı, Hollywood yapımı bir eleştiri.

HADITHA SAVAŞI: İki yıl önce Irak'taki Haditha kasabasında ABD konvoyuna yapılan suikastte bir asker ölüyor. Karşılığında evlere giren, 10'u kadın ve çocuk, 24 Iraklı sivili katleden askerler 'direnişçileri öldürdük' açıklamasıyla madalya alıyor. Gerçek anlaşıldığında ortalık karıştı ama adalet henüz yerini bulmadı. Irak'ta yaşanmış bu gerçek katliamdan uyarlanan 'Haditha Savaşı', şimdi İngiltere vizyonunda. İngiliz belgeselci Nick Broomfield'in yönettiği film ülkemizde vizyona girer mi bilinmez.

CHARLIE WILSON'IN SAVAŞI: Afganistan'daki Sovyet işgali sırasında komünizme karşı direnen mücahitlere gizli yollardan silah ve finans desteği sağlayan Teksaslı kongre üyesinin gerçek yaşam öyküsünü anlatan 'Charlie Wilson'ın Savaşı' filminde Tom Hanks ve Julia Roberts başrollerde. Film, 8 Şubat 2008'de vizyonumuzda.

NEFRETİN ÖTESİ: Şu aralar Avrupa'da tüm DVD raflarında bu belgesel var. Bir nefret suçunu irdelese de yeni yıl öncesi insanlık adına diğerini anlama adına ümit taşıyor. 'Nefretin Ötesi' adlı Fransız filmi geçtiğimiz yıl Berlin'de 'En İyi Belgesel' ödülünü aldı. Irkçı dazlaklar, Paris'teki bir parkta eşcinsel bir genci ölesiye dövüp, göle atıyorlar. Yakaladıktan sonra aslında dövmek için bir Arap aradıklarını, bulamayınca da bu gence sataştıklarını söylüyorlar. Film, kurbanın anne ve babası üzerinden suçu anlama ve affetme çabasını anlatıyor. İnternetten satın alabilirsiniz.

GEÇİŞ: İsrailli askerler, elinde bayram hediyesi (!) oyuncak bir tabancayla gördükleri Filistinli bir çocuğa ateş ediyorlar. Ölen çocuğunun organlarını bağışlayan acılı baba, yetkilileri şaşırtarak İsrailli bir çocuğa gereken kalp naklini de izin veriyor. Ama işler sonrasında bayağı karışıyor. Muhtemelen adı 'Geçiş' olacak film, 7 Şubat'ta başlayacak Berlin Film Festivali'nde ilk kez seyirciyle buluşacak.