kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 24 Aralık 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Entelektüel ülkücü: Diyarbakır'ın adı Amed olabilir

ECEVİT KILIÇ
ECEVİT KILIÇ
Siyaset bilimci Prof. Dr. Mümtazer Türköne: PKK'nın kalemi kırıldı, tasfiyede herkes hemfikir. Siyasi çözüm evresine girdik. Ana dilde dilekçe, referandumla bir kentin adını değiştirme hakkı verilebilir..
Türkiye terörü bitirme noktasında kararlı. Silahlı Kuvvetler, bir haftada 2 kez havadan Kuzey Irak'ı vurdu. Hükümet, şimdi de askerle koordineli bir şekilde dağa gidişlerin önünü keserek dağdakileri indirmek için yeni "Eve Dönüş" düzenlemesi hazırlığında. Ancak bu projenin sonuç verip vermeyeceği konusunda derin soru işaretleri ve tartışmalar var. Tüm bunları 1970'lerin Ülkü Ocakları yöneticisi, MHP ana davasından yargılanan ve "Entelektüel ülkücü" olarak anılan, AK Parti Milletvekili Özlem Türköne'nin eşi siyaset bilimci Prof. Mümtazer Türköne ile konuştuk. 28 Şubat sürecinde de Tansu Çiller'in danışmanlığını yapan ve milliyetçilik, İslam ve asker - siyaset ilişkisi üzerine kitapları bulunan Prof. Türköne'ye göre, AK Parti ile askerler arasında Kürt sorunuyla ilgili mesafe aradan kalktı. "Eve Dönüş" projesi sadece teröre değil Kürt sorununa da çözüm getirecek. Terör örgütü PKK'nın tasfiyesi için de düğmeye basıldı.

PKK'NIN KALEMİ KIRILDI

* Artık operasyon olmaz denilen bir dönemde asker Kuzey Irak'a girdi...
Bu operasyonları askeri açıdan ziyade diplomatik bir başarı olarak görmek gerekir. Yakın zamana kadar Türk askerinin Kuzey Irak'a girmesine başta ABD karşı çıkıyordu. Bu kez Türkiye, ABD'den aldığı istihbaratla operasyonu yaptı. Türkiye "Girerim" dedi ve girdi. Bu bir kararlılık ve nüfuz meselesidir. PKK'nın kalemi kırılmıştır. Tasfiyesi kararlaştırılmıştı. Bu tasfiyede herkes müttefik; ABD, Kuzey Irak, İran ve Suriye.

* "Eve Dönüş" düzenlemesi, operasyonun devamı niteliğinde mi olacak? "Eve Dönüş" projesi ve bu operasyon PKK'nın tasfiyesinin bütünleyici parçaları. Askeri güç bir baskı uygulanması demek. Af ise bu baskı ile oluşacak basıncı azaltmak anlamına geliyor.

* Daha önceki düzenlemeler de dikkate alındığında, yeni projeyle terör bitirilecek mi? Yeni projenin 1999'daki düzenlemeden bir farkı var. İnisiyatif bütünüyle sivil siyasetçilerin elinde. AKP'nin Kürtleri temsil etmesi aynı zamanda projeyi gerçekçi bir hale getiriyor. Af, büyük bir planın parçası gibi. Terörün insan kaynağını bitirmek ve dağdan indirmek, geri kalan militan ve lider kadrosunu da devre dışı bırakmak ondan sonra da siyasal çözümü masaya yatırmak gibi bir plan olduğu anlaşılıyor.

HAKLAR VERİLEBİLİR...

* Projenin tamamı neleri içeriyor?
Affın pişmanlık gibi rencide edici kavramlarla değil toplumsal barış projesi olarak gündeme girmesi gerekiyor. 1994 Avrupa Azınlık Dilleri Şartı veya Bölgesel Dillerin Korunmasına Dair Çerçeve Sözleşmesi'nde Türkiye'nin hâlâ imzalamadığı bazı haklar var. Anadilde dilekçe verme, ana dilde ifade verme hakkı, bölge halkının referandum yapıp bir kentin adını değiştirmesi gibi. Bunların yapılmasında bir sakınca yok. Diyarbakır'ın adı Amed (PKK jargonunda Diyarbakır'a verilen ad) olabilir. Eğer Kürtlere onurlarıyla, kendilerini eşit hissedecekleri bir siyasal atmosfer sunarsanız, onlar da kendilerini bu ülkenin tamamına ait hisseder.

TSK-HÜKÜMET HEMFİKİR

* Proje için hükümetle ordunun ortak çalışmasını nasıl açıklıyorsunuz?
Askerlerin, Kürt sorununun çözüm noktasında fikir değiştirdiğini düşünüyorum. AK Parti ile TSK arasında Kürt sorunu konusunda mesafe ortadan kalktı. Türkiye'nin en önemli sorunu Kürt sorunudur. Ama PKK terörü kendini tüketti. Kürt halkına vereceği bir hedef yok. Öte taraftan askeri operasyonlar da tek başına çözüm değil. Siyasi çözümün tek çare olduğu bir evreye geldik. Hükümet ile asker arasında diğer konulardaki farklılıklar devam ediyor.