kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 23 Aralık 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ÖZAY ŞENDİR

Çıplak ve güzel leydim

Avrupa Birliği'nin her 6 ayda bir yapılan zirvesi eskiden dönem başkanı olan ülkede yapılırdı.
Onca devlet ve hükümet başkanını ağırlamak, güvenlik tedbirleri almak herkes için sıkıcı olmaya başladı.
Sıkıntıyı basit bir örnekle anlatalım;
Yunanistan'da yapılan Halkidiki Zirvesi'nde liderlerin Selanik Havaalanı'ndan kalacakları Porto Carras'a helikopterle gitmeleri öngörülmüştü. Dönemin İtalya Başbakanı Berlusconi helikopterden korkup otobüsle gitmeye karar verince, yaklaşık 180 kilometrelik bir yol trafiğe kapandı. Hem yerel halk hem de biz gazeteciler bekletildiğimiz köy girişlerinde Berlusconi'ye en "içten" duygularımızı sunduk.
Neyse Halkidiki son oldu ve Avrupa Birliği tüm zirvelerin Brüksel'de yapılmasına karar verdi.
Bu karar Türk medyasının büyük bir kısmının Godiva çikolatayla tanışmasına vesile oldu.
Abarttığımı sanmayın Belçika'dan Türkiye'ye dönerken alınabilecek iki şey vardır, biri dantel işlemeler diğeri de Godiva çikolata...
Godiva çikolata ile Şişli Terakki Lisesi'nde Tennessee Williams'ın Sırça Kümes'ini oynadığımız zaman tanıştım. Oyundan çok etkilenen bir velinin bizlere armağanıydı.
Hem beğenilme heyecanı hem de "önemli olan tadı, markasından bana ne" duygusu ile Godiva aklımdan uçup gitti.
Yıllar sonra Avrupa Birliği'nin düzenlediği kursa katılınca Godiva ile tekrar karşılaştık.
1999 yılı AB ile ilişkilerimizin en tatsız olduğu zamanlardan biriydi.
Güvenlik ve Savunma Politikaları dersini kırıp, zamanın donduğu şehir Brugge'e gitmiştik.
Yaşlı bir amca bize hem çikolata sattı hem de Fransız aksanlı İngilizcesiyle Lady Godiva'nın hikayesini anlattı.
Bilmem hiç başınıza geldi mi, insan bazen bir roman karakterine aşık olur.
Suç ve Ceza'daki Sonia benim için öyle bir karakterdi.
Lady Godiva ise aşktan çok saygı uyandıran bir gurur ve fedakarlık abidesi olarak hafızama kazındı.
Hikaye 11. yüzyılda geçer . Zamanının en büyük toprak ağalarından olan "Lord Leofric the Dane" İngiltere'de Warwickshire bölgesi ve içindeki Coventry şehrinin sahibidir. Lady Godiva da bu adamın karısıdır. Savaş giderlerini karşılamak için Lord vergileri artırdıkça artırır. Halkın yoksulluğunu gören Lady Godiva ise vergileri indirmesi için kocasına baskı yapar.Tartışmalar uzar ve Lord karısına bu köleler için uğraşmaya değmeyeceğini söyler. Lady Godiva ise halkın dürüst ve onurlu olduğunu iddia eder. Lord, Lady Godiva'ya yapamayacağını düşündüğü bir teklifte bulunur. Buna göre Lady Godiva çıplak olarak bir atın üzerinde sokaklarda dolaşacaktır. Eğer halk ona bakmaz ve evlerine girerlerse Lord vergileri düşürecektir. Lady Godiva bu meydan okumayı kabul eder. Şehrin sokaklarında atla çıplak olarak dolaşır. Halk çıplak Lady'ye bakmaz ve evlerine kapanır. Sonuçta Lord vergileri düşürmek zorunda kalır..
Ressam John Collins'in fırçası 1898'de Lady Godiva'yı ölümsüzleştirdi . 1926'da Draps Ailesi Belçika'da Lady Godiva'yı çikolata markası yaptı. 1960'da Lady Godiva'nın hayatı film oldu .1980'lerde Godiva, Özal'lı yıllara damgasını vuran zenginlik gösterişinin simgelerinden biri oldu. 2007'de Ülker sadece bir markayı değil bir efsaneyi satın aldı. Kim ne derse desin büyük ve akıllı bir iş...