kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 20 Aralık 2007, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
YAVUZ DONAT

Ve ikinci mektup

İtalya 120 yıl göç vermiş bir ülke. Şimdi ise göç veren değil "göç alan ülke" durumunda.
Dünyada "göç olayını" en iyi bilen ve göçün getirdiği sorunlara "en sağlıklı çözüm üreten" ülke İtalya.
İtalya seneler önce "patronati" diye bir kurum kurdu.
Yapılanmanın içinde "devlet" de var, işçi ve işveren kuruluşları da.
Ama patronati "bağımsız" bir örgütlenme.
Dünyanın hangi ülkesinde İtalyan varsa, patronatinin o ülkede "uzantısı" var.
Patronati ile bağlantılı çalışan "1.500'den fazla avukatlık firması" var.
Bir ülkede "başı sıkışan İtalyan" patronatinin kapısını çalıyor.
Ve İtalyan insanı, dünyanın her yerinde "patronati sayesinde hakkını arıyor."

d
Türkiye, son 50 yıl içinde göç vermede "dünya rekoru kıran" bir ülke.
11 milyon insanımız Almanya'ya gitti.
8 milyonu geri döndü.
Avrupa'daki insanımızın sayısı 5 milyona yakın.
Onların "sorunu" çok ama anlara "yol gösterecek, akıl verecek, hukuk desteği sağlayacak" patronati benzeri bir "kurumumuz" yok.
"İç göç" bu yazının konusu değil.
İç göçte de, son 50 yılda "rekor kırmış" bir ülkeyiz.
İçerde, dışarda "göç rekorları" kırmış olan Türkiye'de maalesef bir "göç araştırmaları merkezi" yok.
Hiçbir üniversitemizde "göç kürsüsü" yok.
Abdullah Gül "bu sorunları" çok iyi bilen, deneyimli bir devlet adamı.
Hükümetin başında "kardeşim" dediği Recep Tayyip Erdoğan var.
"En yaygın işveren örgütünün" başında yine "kardeşi yakınlığında" Rifat Hisarcıklıoğlu oturuyor.
"İşçi liderleri" de Abdullah Gül'ün "kardeşleri değilse de yakın dostları."
Cumhurbaşkanı Gül "patronati benzeri" bir organizasyon için önderlik etmeli.
Ve "göç kürsüsü, göç araştırmaları merkezi" konusuna sıcak bakmalı.
Zaten Avrupa'da bir "ortak üniversite" kurulursa...
Patronati benzeri "bir Türk modeli" devreye sokulursa...
"Kürsü de, merkez de" kendiliğinden gelir.