kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 18 Aralık 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ERGUN BABAHAN

Tek ölçüt hukuk olmalı

Herkesin korkuları, endişeleri var. Bu sadece Türkiye'ye özgü bir durum değil.
Türkiye'ye özgü olan, başkalarının yaşam alanına müdahaleyi hak görenlerin, kendi yaşam alanıyla ilgili korkularının gündemi belirlemesi.
Evet, İslamcı olduğunu düşündüğümüz kimi ülkelerde kişi hak ve özgürlükleri baskı altında.
Ama demokratik olduğunu iddia eden kimi ülkelerde de durum farklı değil.
Bunun en önemli nedeni, o toplumlarda hukukun üstünlüğü kuralının zayıflığı.
Evrensel ilkelere dayanan bir hukuk sistemi ve özgür bir adalet mekanizması kurabildiğiniz takdirde herkes kendi yaşam tarzını özgürce sürdürebilecektir.
Elbette bu arada iki taraftan da provokatörler çıkıp ortalığı karıştırmaya çabalayacaktır.
Eğer siz güvenilir bir hukuk sistemi kurmuş iseniz, birey hak ve özgürlüklerini güvence altına almışsanız, adaletin yansız uygulanabileceği bir sistem kurmuşsanız, başı açığın da, örtülünün de yaşam hakkına saygı duyulacak bir ortamı sağlarsınız.
Sürekli mahalle baskısını gündeme getirenlerin yıllardır üniversite kapısından döndürülen binlerce genç kızı görmezden gelmesi anlaşılabilir değildir.
Bu vicdanın kabul edebileceği bir uygulama değildir.
Bu uygulamaya sessiz kalanların yarın çıkıp da "Bize baskı yapılıyor" deme hakları yoktur.
Aynı şekilde, bu genç kızların haklarını savunma adına siyaset yapanların da, konuyu sadece türbana dayandırması yanlıştır.
Üzerinde anlaşmamız gereken, ortada "insan haklarına" ilişkin bir sorun olduğudur.
Önümüzdeki sorunları, insanların bize yakınlığı veya uzaklığı açısından değil de, temel hak ve özgürlükler açısından ele alırsak, ortak zemin bulma şansı artar.
301 konusuna farklı, türban konusuna farklı yaklaşan siyasi bir anlayış, ortak dili bulmakta zorlanır.
Ortada bir samimiyet sınavı vardır. Bu sınavın sorusu tek başına türban değildir.
İçinde türbanın da bulunduğu temel insan hakları kavgasıdır, hukukun üstünlüğü kavgasıdır, herkesin hukuk önünde eşit olduğu bir düzenin kavgasıdır.
Şemdinli'deki gelişmeler, böyle bir düzenden çok uzak olduğumuzun bir göstergesi aslında.
Sivil siyaset Şemdinli'yi tartışma, sorgulama cesareti gösterebilirse, 301 değişikliğini ötelemekten vazgeçerse, temel hak ve özgürlükleri esas aldığına ilişkin güvenilirlik seviyesi artar.
Hukuku hâkim kılın, halk gerisini kendi halleder.