İki röportaj...

Geçen hafta yazmak istediğim ama grip yüzünden burnumu silmekle meşgul olduğum ve yazamadığım iki röportaj vardı... Birini çok sevdim, bayıldım... Diğerini haksız buldum, kızdım... Buyrun siz de fikrinizi söyleyin istedim:

Ödüllü oyuncu Özgü Namal Marie Clarie dergisinden Sibel Baykam'a konuşmuş. Röportajı okudukça "Ne güzel konuşmuş" diye düşündüm. Galiba insan karşındakine güven duyduğunda, samimi bulduğunda içinden geldiği gibi konuşuyor. Baykam sormuş: "6 yıldır Oktay Kaynarca ile berabersiniz, bu uzun bir süre. Zaman içinde aşk nasıl bir evrim geçiriyor?" Namal cevap vermiş: "Yıllanıyor şarap gibi, gittikçe lezzetleniyor, şekli değişiyor, bizimle büyüyor. Sen değiştikçe aşkın da, sevgin de değişiyor. Alışkanlıktan öte bir şey, duygularım gelişiyor. Daha önce hiç böyle uzun bir ilişki yaşamamıştım. Vuslata eriyor yavaş yavaş, başka bir yere varıyor, çok güzel..." Özgü Namal bu yüzden bu kadar özel galiba, bu yüzden son yıllarda yükselen değer...

Gazinocular Kralı Fahrettin Aslan'ın oyuncu oğlu Mehmet Aslan, Posta'ya röportaj vermiş. Sormuşlar: "Şimdi erkekler kızlara göre daha çok evlenmek istiyor, sizce neden?" El cevap: "Şimdi erkekler evlenmek istemesine rağmen tereddütte kalıyor. Erkeğin geçmişi kabul edilebilir, geçmişinde çok kadın olması normal, olmalı da... Bir İngiliz atasözü der ki; erkekte gelecek, kadında geçmiş ararım! Hani diyorlar ya; doğruyu bulması adına kadına da tecrübe gerekir diye. Böyle bir şey olamaz. Tecrübe olsun diye hayatına pek çok erkek girerse o kızın..." "Evet?" diye devam etmesini istemiş muhabir... "Artık ufkunuza bırakıyorum! Yani zor geçebilir kız için hayat! Yanlış anlaşılıp başka sıfatlar eklenebilir kıza..." Nasıl yani! Mehmet Bey'in beraber olduğu kızlara şimdi başka sıfatlar ekleniyor galiba!