kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 16 Aralık 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
HINCAL ULUÇ
Hıncal'ın Yeri

Klasik müzik dinlemek..

"Cuma sabahı yorgan döşek yatıyordum" diye başlamış Taner, mektubuna.. " 'Kaçmaz Konser' demişsiniz.. Hemen Biletix'i aradım. Yer yok.. Az sonra tekrar aradım, 2 yer boşalmış. Aldım hemen" diyor.. Kız arkadaşına nereye gittiklerini de söylememiş.. Sürpriz olsun diye.. Saat sekize 5 kala ancak yetişmişler.. Avcılar nire, Cemal Reşit Rey nire..
"Ben hastayım, yol bitmez.. Hay okumaz olaydım dedim yolda, kendi kendime.." diye anlatıyor..
"Ama kız arkadaşım öyle mutlu oldu, öyle sarılıp öptü ki, ben de o an yanınıza koşup sizi öpmek istedim.. Harika bir konserdi.. Bu kadar güzel iki insan.. Bu kadar başarılı bir konser.. Bu kadar da ucuz.. Geceyi düzenleyenlere de, bana haber veren size de teşekkür.. Teşekkürüm biraz gecikti, çünkü hala yorgan döşek yataktayım.."
Bir yazar için daha büyük mutluluk ne olabilir..
Hem de bir klasik konser tavsiye ediyorsunuz.. Gelen tepkiye bakın..
Okuyucu Taner'in anlattığı Fazıl Say, Patricia Kopatcinskaya konseriydi. Harika bir piyano keman ikilisi..
Salonu merdivenler dahil tıklım tıklım dolduran seyirciler kendilerinden geçtiler..
Birinci bölümde Beethoven'in o unutulmaz Kreutzer Sonatı'nı seslendirdiler.. İki hızlı, iki atak, iki saldırgan ustanın ikinci bölümdeki o yavaş, o romantik andantesinde rüyalara daldım gittim..
Yıllar önce keşfettim, klasik müziğin rüyalara dalıp izlendiğinde yaşandığını.. Besteci bir şey anlatır o notalarla.. Aldığı ilhamın ruhunda yansımasıdır, müziğinin sözleri..
Ama o sözler size çok farklı şeyler ilham edebilirler..
O zaman yarı kapayın gözlerinizi.. Bırakın kendinizi müziğe.. Bakalım siz neler hissediyorsunuz..
Çetin Ağabey (Altan), Meral Tamer ordaymışlar.. Ne güzel anlatmışlar konseri..
Cumhuriyet'ten Muhsine Helimoğlu Yavuz da konseri kalbiyle dinleyenlerden..
O yavaş, romantik ikinci bölümde, Fazıl ve Patricia'yı, yani piyano ve kemanı şöyle anlatıyor..
"Birbirlerine doğru akan ışıltılı, nazlı dereler gibiydiler.."
Garip.. O bölümü, yarı kapalı gözlerle dinlerken, benim de hayalimde bir nazlı dere vardı.. Keman o nazlı akıntıya kapılmış giden bir yaprağı anlatıyordu, piyanoysa, hemen üzerinde uçan bir kelebeğin kanat seslerini..
Deneyin.. Böyle dinleyin Klasik müziği.. Bırakın etraftan sizi "Uyuyor" sansınlar.. Müziği ruhunuzla dinleyin, rüyalarınıza doyamayacaksınız..
Romen danslarında iyice coştu, Çıplak Ayaklı Patricia.. Müzik hamlelerini aynen fiziğiyle de yapıyordu, bir ara korktum, kemanın yayı Fazıl'ı delecek diye, öylesi..
Ve bu coşkulu, bu atak Patricia, son bölümde, Fazıl'ın Anadolu içlerine dalan sonatında bir "Odam kireçtir benim" seslendirdi kemanıyla, gerçekten olmaz böyle şey.. Bir Moldovalı, Anadolu'yu nasıl böyle yürekten terennüm edebilir, asırlardır içinde yaşamış gibi..
Fazıl Say, Patricia Kopatcinskaya..
Bu iki adı yan yana yazın.. Bir yerde konserlerine rastlarsanız girin.. CD'sini falan görürseniz alın..
Sonra da dalın rüyaya, gitsin!..