kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Aralık 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Hacer GEMİCİ
Enerji Hattı

Yatırım niyeti var, ama para nerede?

Türkiye'de bir elektrik santrali furyasıdır gidiyor. İnşaatçısı, turizmcisi, gıdacısı, tekstilcisi herkes enerji sektörünün oyuncusu oldu. Yakında köşedeki bakkal, 'Santral kuracağım abla' dese inanacağım. Geçmişte ağzımız yandığından artık yoğurdu üfleyerek yiyoruz.
Hatırlarsanız bir dönem herkes tekstilciydi. Sonra bu sektörde ciddi bir eleme yaşandı. 1980'li yıllarda başlatılan turizm hamlesinin ardından verilen teşviklerle güneyde her yer otel doldu. Bazıları yıllarca tamamlanamadı, hayalet binalar olarak kaldı. Bir başka örnek ise 1990'lı yıllarda bol keseden dağıtılan bankacılık lisanslarıydı. Biraz palazlananan herkes, 'bankacılık lisansı' alıp finans sektörüne girdi. 1999 yılı sonuna gelindiğinde Türkiye'de banka sayısı 81'i buldu. Bugün ise sayı 47. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devirdi, birleşmeydi, kapanmaydı derken 34 banka tarih oldu.
Önceki gün TMSF Başkanı Ahmet Ertürk faizleri ile birlikte Fon'a devredilen bankaların faturasının 60 milyar dolar olduğunu açıkladı. Ortada 'öde öde bitmeyen' bir fatura söz konusu. Durum böyle olunca enerji sektöründeki bu patlama da ürkütüyor tabii.
Bugün itibariyla Türkiye'nin kurulu elektrik üretim gücü 40 bin megavat. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'na (EPDK) başvurararak lisans alanlar '24 bin 801 megavatlık elektrik santrali kurmayahazırız' diyorlar. Yani Türkiye'deki toplam kurulu gücünün yarısından fazlasını inşaa etmeye hazır bir kitle var. Özel sektörün 'Ben yaparım' dediği bu santraller için 30 milyar YTL, dolarla ifade edersek yaklaşık 25 milyar dolar gerekiyor.
Henüz lisans almayan ama santral kurmak istediklerini açıklayanlar, nükleer santral talipleri ve sayısı 4'ü bulan rafineri başvuruları da eklendiğinde enerji sektöründe 5060 milyar doları bulan yatırımlar konuşuluyor. Bu rakamlara geçtiğimiz ay rekor bir şekilde lisans başvurusu yapan rüzgarcıları katmıyoruz bile. 78 bin mw.'lık rüzgar santrali lisansı almak için binlerce başvuru yapıldı. Öyle böyle değil, 78 bin mw. dediğiniz şey yaklaşık 130 milyar YTL'lik bir yatırım demek. Peki ortada onlarla, hatta yüz milyar dolarlarla ifade edilen bu yatırımları kim, nasıl finanse edecek?
Yurtdışında bankaların durumu ortada. Nitekim Petkim'i 2 milyar 40 milyon dolar vererek satın alan SOCARTurcasİnjaz Konsorsiyumu'nun yurtdışından nasıl eli boş döndüğünü geçtiğimiz günlerde Turcas Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Aksoy kendisi anlattı. Aksoy, paranın yüzde 30'unu özkaynaktan, yüzde 70'ini ise banka kredisi ile ödemek istediklerini söyleyerek, "Petkim'in piyasa değeri satış bedelinin altında. O nedenle yabancılar yüzde 70'ine kredi vermeye yanaşmıyor. Yüzde 50 olsun diye bastırıyor. Sorunu yurt içindeki bankalarla çözeceğiz" dedi.
Yeniden yapılacak olsa en az 4 milyar dolara malolacak olan dev bir tesis varken kredi vermekte nazlanan finans piyasası, ortada bina, arsa, santral ve alım garantisi olmadan bu kadar enerji yatırımını nasıl finanse edecek, doğrusu merak ediyoruz.
Üstelik 2009'a kadar ortaya çıkacak enerji açığına karşı en kısa sürede bitirilmesi mümkün olan doğalgaz ve ithal kömür santrallerinde temellerin bir an önce atılması gerekiyor. 600-800 mw'lık bu santrallerde maliyetler 1 milyar dolara kadar ulaşıyor. Bu gerçek, büyük, küçük herkesi kendine güçlü bir partner aramaya itmiş durumda. Bu nedenle önümüzdeki günlerde enerjide evlilik ve birleşme haberlerini çok daha fazla duymaya hazır olun!