kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 14 Aralık 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
NAZLI ILICAK

Ödünç izler

G-Art Galeri'de (Dolmabahçe'deki Küçükçiftlik Lunaparkı'nın yanı), değişik bir sergi var. İşin ilgi çekici yönü, sadece tablolar değil. Eserleri sergilenen ressamlardan biri Ermeni kökenli Hera Büyüktaşçıyan, diğeri Azeri kökenli Yegane Jabbarova . Sanatçılar, bazen "bir bütünün en has parçası", bazen de farklı kimlik ve kişilikleri yüzünden "öteki" ya da "yalıtılmış" hissettiklerini söylüyorlar kendilerini.
Dağlık Karabağ'ın Ermeniler tarafından işgalinin daha da derinleştirdiği Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki düşmanlığı bildiğimiz için, sanattaki bu beraberlikten etkilendik. Tıpkı sanat gibi, spor faaliyetleri de bir dostluk zemini yaratabilir. Avrupa Şampiyonası'nda aynı gruba düşen Ermenistan ile Azerbaycan'ın eline böyle bir fırsat geçmişti, maalesef kullanamadılar.
"Öteki" nin tarihçesini kurcaladığımızda, Avrupa'nın farklı kimliklere karşı hazımsızlığı da ortaya çıkıyor. Onlarda, "öteki", daha ziyade gettolarda yaşamaya mahkûm edilen Yahudilerdi. Getto kelimesinin menşeini, Venedik'te aramak lâzım. Ticaret yapmalarına izin verilmeyen ve tefecilikle iştigal eden Yahudiler, Davut yıldızlı kırmızı bir şapka takmadan gettolarından çıkamazlardı. Venedik'te toplar için kurşun gülleler dökülürdü. İşte Yahudiler, fevkâlade kalabalık ve pis olan Baruthane denilen o bölgede yaşamak zorundaydı. Almanya, Polonya gibi ülkeler de, Yahudi'yi "öteki" gibi görmüş ve onlara en ağır zulmü yapmıştı. Oysa Osmanlı'da, daha önce de belirttiğimiz gibi, Yahudi milletiyle, Ermeni milletiyle, Rum milletiyle "birlikte yaşama" anlayışı ve kültürü hâkimdi.
G-Mall'da sergilenen biri Ermeni, diğeri Azeri iki sanatçının eserleri, Batı ile Doğu arasında böyle bir mukayese yapmamıza yol açtı. "Ağır ağabeylerin" tesirinde kalınmazsa, bizim topraklarımızda dostluğu yeşertmek ve yaşatmak çok daha kolay.