kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 14 Aralık 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Cuma Sabah 
ATİLLA DORSAY

Sahi, Türkiye nereye gidiyor?

Felaketler içinde miyiz yoksa bütün bunlar demokratikleşme sürecinin gerekleri mi bilinmez ama ülkemizin içinden geçtiği süreç çok karışık görünüyor.
Artık hep bu soruyu sorar ve tartışır hale geldik. Güzel ülkemiz nereye gidiyor? Medyadaki kimi felaket tellallarının bıkıp usanmadan her Allah'ın günü tekrarladıkları felaketlere doğru mu? Yoksa, belki kitlelerin sesine kulak vermenin, gerçek anlamda demokratikleşmenin ve en korkulan iktidar sahiplerini o demokrasinin engin tecrübesinin sınavından geçirmenin kaçınılmaz sancılarını mı yaşıyor?

TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ PARLAK
Geçen hafta sözünü ettiğim Galatasaray Lisesi 50. yıl mezuniyet töreninde de kötümser yaklaşımlar bitmedi. Ama bunlara belki en güzel yanıt, İTÜ Maden Fakültesi eski dekanı, sevgili dostum Prof. Ali Fuat Çakır'ın öğrenci gazetesi Tambur'a yazdığı yazıdaki şu sözlerdi: "70 yaşına gelen herkes, eskicilik ve felaket tellallığı yapmayı görevi sayıyor. Ama Galatasaray'ın içinde bulunduğu) Beyoğlu da değişiyor, başka şekilde zenginleşiyor, Türkiye de... Her geçen gün Türkiye'nin tecrübe, bilgi ve beceri dağarcığı artıyor, genişliyor. Türkiye için gelecek parlak. Buna inancım tam. Hiçbir iktidar da bunu engelleyemez." Ya türban konusu? Yepyeni bir anayasa hazırlamanın sorumluluk ve keyfini bile üniversiteye illa da türbanı sokma tutkusu uğruna harcayanlara ne demeli? O çevrenin içinden geldiği oranda görüşleri kıymet taşıyan Ahmet Hakan, bakınız nasıl uyarıyor: "Bu nasıl bir dini inançtır ki, modern hayatın tüm gereklerine cevaz var. Ancak tek bir saçı göstermeye cevaz yok... Hacı amca faizini alıyor. Türbanlı kızımız cipine biniyor. Türbanlı kadınımız, evinde çalışan başörtülü hizmetçiye bir burjuva kadını gibi muamele çekiyor. Hepsinde esneklik en üst seviyede. Ancak iş bir tek 'saç gösterme' meselesine gelince, 'katı prensip' ortaya çıkıyor. Doğrusu ben de bu durumdan pek bir şey anlamamaktayım." Ve nihayet sevgili dostum Haluk Şahin, Radikal'deki "Türkiye nereye gidiyor?" başlıklı yazısını şöyle bağlıyor: "Hem durmadan lüks mağazalarla dolu yeni alışveriş merkezleri açılmasını teşvik edeceksin hem de ortaya tekdüze bir Müslüman toplumun çıkmasını bekleyeceksin. Olacak şey değil tabii ki..." Evet, hâlâ karamsar olabilir misiniz?