kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 12 Aralık 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
NAZLI ILICAK

BDDK Başkanı haklı

Biz, Ahmet Haşim'in istediği gibi melâli anlayan bir nesiliz. En azından ben öyleyim. Çünkü, Türk Musikisi'nin en güzelini, bizzat Münir Nurettin Selçuk'tan dinleme şansını yakaladım.
Gençler, sandallara doluşur, Yeniköy'de, Sipahi Ocağı'nın rıhtımına yanaşırdık. Gecenin sessizliği içinde yükselirdi nameler:
"Aheste çek kürekleri mehtap uyanmasın
Bir âlem-i hayale dalan âb uyanmasın"
Ahşap sandallarımızın içinde, bizler de, hayal âleminin sanki birer parçasıydık.
Sıra Kalamış'a gelirdi. Münir Nurettin, bu şarkının "Yeniköy" versiyonunu söylerdi:
"Yok başka yerin lütfu ne yazdan, ne de kıştan
Bir tatlı huzur almaya geldim Yeniköy'den"
Aslında alaturka, hüzün verir insana. O çocuk halimizle dahi, kalbimizin sızladığını hisseder, yaşamadığımız acılarla dertlenirdik. Melâli tanımak ve Ahmet Haşim'e aşina olmak için.
"Düşsün suya yer yer erisin eski zamanlar
Sarsın bizi akşamda şarap rengi dumanlar..."
Tanımadığımız "eski zamanlarda", tadını bilmediğimiz "şarap rengi dumanları" solurduk.
Ve nihayet, gazele sıra gelirdi. Gözlerimiz mehtaba takılmış... Yakamozların ışıltısı sandalı sarmış ve her birimiz umut dolu hayallere dalmış...
"Fethettiniz, ay parlayarak, sen gülerekten
Gündüz koya sen gel, gece kalsın aya nöbet.
Ses çıkmıyor artık ne kürekten, ne yürekten
Emret güzelim, istediğin şarkıyı emret..."
Gecenin sükûneti içinde yankılanan "Of, of" nidaları. Sanki yüreğiniz delinmiş de, hüzün pompalanıyor her "Of" ta.
Musikimizi, edebiyatımızı, kültürümüzü kaybediyoruz. Bu bakımdan, BDDK Başkanı Tevfik Bilgin'in "Biraz da Türk Musikisi'ne yatırım yapılsın" çağrısını alkışlıyorum.
"Ağuş'u nev-bahar'da hâb cihan
Sürsün sabah-ı haşre kadar, hâb uyanmasın"
satırları bugünkü nesle bir şey ifade ediyor mu?
Onlar anlasın diye,
"Uykudadır dünya, ilkbaharın kucağında
Sürsün sabaha kadar, rüya uyanmasın"
dersek, bu defa da Yahya Kemal ile Münir Nurettin'e ihanet etmiş olmaz mıyız?