kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 12 Aralık 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Yar bana bir küreselleşme medet!..

Amerika'nın sokaklarında ilk kez solumaya başlamış olanların başını daima döndürmüş olan bolluktüketim ikilisini eskiden kapitalizmin bir oyunu sayardık. Şimdi daha iyi anlıyoruz ki, bu aslında küreselleşmenin bir çalımıdır ve bu ülke küreselleşmenin dinamiklerini elinde tutmaktadır. Kısa gibi görünen ama kapitalizm bağlamında düşünüldüğünde 'uzun' tarihinde Amerika her zaman küreselleşmenin odağı oldu.
Bugün küreselleşmenin özel bir halini ve dönemini idrak ediyoruz, bugünkü teknolojiyle uyumlu bir yeni küreselleşme modeli içinde yaşıyoruz. Günümüzün küreselleşmesi Amerika'nın dünya hegemonyası ülküsüyle de içe geçmiş bulunuyor, özgürlüğünü oradan kazanıyor. O bakımdan bugünkü küreselleşmenin gerçeğini algılamak onu benimsemek anlamına gelmez. Çünkü küreselleşme artık/şimdi (kapitalizmin bile değil) Amerikan hegemonyasının bir aracıdır.
Ne demek istediğimi daha ileri götürmeden ve açmadan önce Jessica Williams'ın kitabından aldığım bazı olguları gözden geçirir misiniz?

Ekonomik küreselleşme mi dediniz?
- Dünyadaki obez insanların üçte biri gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor.
- (Londra'daki) Oxford ve Regent sokaklarının kesiştiği köşede durursanız beş millik bir çemberde 161 Starbucks kafe şubesi bulacaksınız.
- Brezilya'da (kapıdan kapıya dolaşarak) Avon parfümeri satan kadın sayısı ülkenin silahlı kuvvetlerinde çalışan toplam nüfustan daha fazla.
- Süpermarketlerin elindeki müşteri bilgisi devletlerin elindekinden fazla
- Dünyada yaşayan her beş kişiden birisi günde bir doların altında bir gelirle yaşıyor
- 2006 yılında 16 milyon Amerikalı plastik cerrahi ameliyatı geçirdi
- Hindistan'da 44 milyon çocuk işçi var.
- Amerika'da her inek için günde 2.5 dolar sübvansiyonda bulunuluyor. Bu miktar Afrika nüfusunun % 75'inin elde ettiği günlük gelirden fazla.
- Sigara içenlerin % 82'si azgelişmiş ülkelerde yaşıyor.

Buyrun demokratik küreselleşmeye
Bunlar ve daha niceleri ekonomik kürselleşmeyle ilgili göstergeler. İşin bir de demokrasiyle ilgili kısmı var.
- 2005 yılında dünyadaki idam cezalarının dörtte biri Çin, İran, Suudi Arabistan ve Amerika'da infaz edildi.
- Mayınlar her bir saatte bir kişiyi öldürüyor veya sakat bırakıyor.
- 150 ülkede işkence uygulanıyor.
- ABD'de doğan her zencinin hapse girme oranı 1/3.
- Dünyanın üçte biri fiilen savaşta.
- Son yıllarda dünyada ortaya çıkan silahlı çatışmaların dörtte birinin nedeni doğal kaynaklar.
- Dünyada 300.000 düşünce suçlusu var.
- Dünyada 300.000 çocuk asker savaşıyor.
- Dünyada bugün 27 milyon köle var.
'Ya ne yapmak lazımmış?' diye Cyrano de Bergerac gibi sorarsak cevabı bu köşeyi izleyenler bilecektir: Amerika'nın sürdürdüğü ve soğuk savaş sonrası dönemde ortaya çıkmış olan 'hegemonik (tahakkümcü) siyaset'in önünü kesmek! Ancak o yapıldığı takdirde küreselleşmeninkapitalizmin bugünkü gerçeği farklı bir algılama içinde temellendirilebilir. Yani küreselleşmekapitalizm ilişkisi farklıdır, bugünkü 'spesifik küreselleşme' modeli ayrıdır. İkincisi soğuk ve zehirli bir Amerikan yemeğidir. Ne var ki, aynı zamanda da bir fasit daireye işaret eder. Çünkü küreselleşme Amerika dışı dünyayı ekonomik araçlarla teslim almakta, bağımlılaştırmakta ve ve felçleştirmektedir. Bu şartlar altında da dinamik, eleştirel bir politik sürecin doğmasını merkezden beklemek olanaksızlaşmaktadır. Amerika da bu oluşumun dizginlerini elde tutmakta ve dünyayı kontrol etmektedir.
Nasıl mı? Madem Amerika'dan bakarak yazıyoruz; o halde cumaya oradan devam edelim ve bitirelim.