Yapımcılar yüzünden yaşayamadığım aşklarım oldu

Sinan Özen, fantezi müziğin prenslerindendi. Ama artık olgunluk çağını yaşıyor. 20 yıllık sanat hayatındaki 14. albümünü çıkaran Sinan Özen'le özel hayatını, magazin dünyasını ve son albümünü konuştuk...

* Şu günlerde yeni albümünüzün heyecanını yaşıyorsunuz. Albüme nasıl hazırlandınız? Ne kadar sürdü hazırlıklar? Önceki albümle bunun arasında 22 aylık bir süre var. Ben bu albüme sıkı hazırlandım. Tabii ki zor günlerimiz ve sıkıntılarımız oldu. Özel hayatımızda yaşadığımız şeyler, bu albümde şarkı olarak anlatıldı. Albümde hem kendi yazdığım şarkıları, hem de başkaları tarafından yazılmış ama hoşuma giden, beni anlatan şarkıları okudum. Albüm için, periyodik aralıklarla yaklaşık bir yıl stüdyoda çalıştık. Tabi onların öncesinde şarkıların üretim süreci vardı. Sinan Müzik olarak albümün yapımcılığını da yaptığımız için, sıkıntımız iyice arttı. Oldukça yorucu bir süreçti yani.

KİMSE İÇİN DEĞİŞEMEM

* Bu 14. albümünüz... Evet, 14. albümüm ve içinde 14 tane şarkı var. Bunların 7'si bana ait. Ayrıca sözleri Hakkı Yalçın'a, Metin Özülkü'ye, İbrahim Töre Cengiz'e ve Mahmut Yazıcı'ya ait şarkılar var. Biz bu şarkılara duygularımızı kattık. Bu kötü ortamda hiçbir şey düşünmeden müziğimizi yaptık. Çünkü biz müzik ve duygu adamıyız.

* Albümün adını neden 'Ödün Vermem' koydunuz? Sinan Özen yıllardır bir duruş, bir tavır sergiliyor ve bundan ödün vermez. Kendine göre kriterleri ve bir çizgisi var. Bunlar asla kapris değil. Sadece müziği adına, sanatı adına, kişiliği, kimliği adına yapıyor bunu. Bu albümde de Sinan Özen bunu anlatıyor. 'Ödün Vermem' şarkısının içinde, 'Ben bu canı ödünç aldım, ödün vermem, kopsun inceldiği yerden' diye bir cümle var. Bu şu anlama geliyor; ben senin için her şeyi yaparım, severim, sevdiğimi uç noktasına kadar gösteririm ama istediğimi alamazsam veya yaşananlar benim bedenimden bir şeyler götürürse, o noktada ödün vermem. "Ben bu canı Allah'tan aldım, sana vermeyeceğim. Ama sevgimi sonuna kadar veririm" diyorum yani şarkıda.

BU ÇARKTA YERİM YOK

* Sizin ilk çıktığınız yıllarda ortam şimdikinden çok farklıydı, öyle değil mi? Ben ilk albümümü 1989'da yaptım. O zamanlar albümümüzü yapıp, milyon satıyorduk. Sadece şarkılarımızla gündemde kalıyorduk. Ortalıkta gözükmediğimiz zaman, "Mutlaka yeni bir proje için hazırlanıyordur" denirdi. Ama artık çark değişti. Ben şimdi de aynı sistemi uyguluyorum fakat ortalıkta görünmediğimiz zaman, "Sinan müziği mi bıraktı, ortalardan kayboldu" diye konuşuluyor. Bugünkü ortamda iş değil, kavga, dövüş ve polemik ön planda.

* Ne kadar polemiğe karışırsan, o kadar popülersin... Maalesef. Eskiden gazinoda solistin kaç masası olduğuna bakılırdı. Şimdi bir bayram programında, otele kaç kamera getirdiğine bakıyorlar. Ben sahneye çıktığım zaman performansımı ve yaptığım işi çok iyi biliyorum. Mütevazı olamayacağım. Bu kavga ve polemikler günü kurtarmak veya o günkü sistemin içerisinde yer almak için yapılıyor. Ama o zaman bir şeyler erozyona uğruyor. Ben bunun içinde olmak istemiyorum. Sanatçının sanatçıya laf söyleyerek, onun üzerine basarak prim sağlamasına çok sinirleniyorum.

* Son zamanlarda kim assolist tartışmaları yaşanıyor? Sizce sizin kulvarınızda performansı, sanatı iyi olan kim var? Assolist yok, az solist var.

* Kimleri dinliyorsunuz? Ayırt etmiyorum. Çünkü ben hiçbir sanatçı arkadaşımla kavgalı değilim, bugüne kadar hiçbiriyle de aramızda polemik olmamıştır. Dolayısıyla yaptıkları albümlerde kulağıma hoş gelen bir şey varsa, gider CD'lerini alır ve zevkle dinlerim.