kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 1 Aralık 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Türkiye 'Soğan modeli' uygularsa, nükleerde çok fazla başı ağrımaz!

MAHMUT SANCAK
Türkiye'nin santral inşasından denetimine, atıkların depolanmasından taşınmasına kadar çok sayıda sorunu çözmesi gerekecek..
Nükleer enerji kullanımında güvenlik konusu en çok tartışılan maddelerin başında geliyor. Bu tür santraller geleneksel enerji üretim teknikleri arasında maliyet bakımından avantajlı olmasına rağmen, üretim aşamasında açığa çıkan nükleer atıklar, teknolojiye yönelik endişelerin artmasına neden oluyor. Başta Almanya ve İsveç olmak üzere çok sayıda Avrupa Birliği ülkesi nükleer enerji kullanımını sorgularken Fransa elektrik enerji üretiminin yaklaşık yüzde 80'lik dilimini bu teknoloji yardımıyla sağlıyor.

MALİYET ARTIYOR
Fransız yetkililer nükleer enerjiyle ilgili tehlikelerin farkında olduklarını belirtiyor ve ekliyor, "Eğer oyun kuralına göre oynanırsa, nükleer santrallerle yaşamak pekala mümkün". Peki ama oyunun kuralı tam olarak nedir? Nükleer teknolojiyi kullanmak için harekete geçen Türkiye'nin konuyla ilgili olarak dikkat etmesi gereken adımlar hangileri? Alman Nükleer Enerji Kurumu'nun rakamlarına göre Avrupa'da halen 145 nükleer santral faaliyet gösteriyor. Bu santrallerin yılda ortalama ürettikleri atık miktarı ise bin 730 ton seviyesinde bulunuyor. Verilen bilgilere göre yalnızca bu atıkların güvenli olarak ortadan kaldırmanın yıllık faturası santral başına ortalama 30-35 milyon Euro arası değişiyor. Nükleer enerji kullanan ülkeler atıklarını yeniden değerlendirmek için Fransa ve İngiltere'de bulunan plütonyum fabrikalarına gönderiliyor. Yoğun güvenlik önlemleri nedeniyle çok masraflı olan bu taşımanın maliyeti, eneri üretim maliyetine de yansıyor. AB'de 1 kilowatt saat nükleer enerji ortalama 2.5 cente mal oluyor. Bunun 0.5 centi atık maliyetinden kaynaklanıyor. Yeni nesil santrallerde bilgisayar destekli çok sayıda sistem, işletim esnasında insan hatasına yer vermemek için birçok görevi otomatik olarak yürütüyor. Nükleer santrallerin mimari yapıları da çok sayıda güvenlik unsurunu içeriyor. 'Soğan modeli' olarak adlandırılan sistemler dizisine göre santraller reaktör içerisinden başlamak üzere tesisin dış duvarlarına kadar içi içe geçen çok sayıda güvenlik teknolojileriyle korunuyor. Ancak tüm önlemlere rağmen santral üreticileri bile yüzde yüz güvenceden söz edemiyor.