kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Kasım 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
MAHMUT ÖVÜR

Yurtdışındaki Türkler, en çok neyi merak ediyor?

Avustralya'da yaklaşık 120 bin Türk vatandaşı yaşıyor.
Her kesimden, her inançtan insan var. Ulusalcılar, solcular, sağcılar, tarikat mensupları, Kürtler, Aleviler...
Bu farklılıklar eskisi kadar sert olmasa da hâlâ sürüyor. Göçmen Türkiye vatandaşlarının Avustralya'ya ilk geliş tarihi 1967... Bu yıl da 40'ıncı yılı kutlanıyor bu uzun yolculuğun.
Melbourne'deki Göçmen Müzesi'nin bir salonunda da bu yolculuk fotoğraflarla anlatılıyor.
Mutlaka sıkıntılar da, acılar da, mutluluk ve başarı da yaşandı bu 40 yıl içinde. Ama şimdi gelinen nokta o günlerin çok ilerisinde...
Ağırlıkla işçi olan birinci kuşağın yerini şimdi aralarında çok sayıda üst düzey yönetici ve iş sahibi de olan ikinci kuşak almış durumda.
Çoğu Türkçe'yi konuşurken zorlanıyor. Bir anlamda yaşadıkları ülkeye adapte olmayı başarmış bu ikinci kuşak gençler...
Ama Türkiye'yi de ihmal etmemişler.
Hala bağları sürüyor ve gözleri, kulakları sürekli Türkiye'de...
Hem Melbourne, hem de Sydney'de bu insanlarla bir araya geldik.
Neler olup bittiğini merak ediyorlar. En çok da son dönemin kritik konusu "Kuzey Irak'a operasyon yapılıp yapılmayacağını..."
Bir de bu operasyon olursa içeride neler olur? Bir çatışma yaşanır mı?
Kaygı ve öfkeyle bu soruların cevabı aranıyor.
Ancak bu konuyla ilgili soru soranların ilginç bir ortak noktaları var. Soruyu soruş biçimleri de, olayla ilgili yorumları da Türkiye'de yaşayanlardan pek farklı değil. Burada da Türkiye'deki kamplaşma söz konusu. Solcu ise solcu gibi, sağcı ise sağcı gibi, dindar ise dindar gibi, Kürtçü ise Kürtçü gibi yaklaşıyorlar Kuzey Irak meselesine.
Batılı bir ülkede, çok kültürlülük ortamında yaşıyor olmalarının düşünce dünyalarına pek yansımaması gerçekten şaşırtıcı.
Kürt meselesi dışındaki konularda daha özgürlükçü, daha hoşgörülü bir tutum takınmalarına rağmen, söz oraya gelince her şey değişiyor.
Gerilim buralara kadar uzanmış durumda...
Bu da, konunun ne kadar önemli ve toplumsal dengeleri sarsacak derecede hassas olduğunu bir kez daha gösteriyor.
Türkiye, sadece ülke sınırları içinde değil dünyanın dört bir yanında yaşayan yurttaşlarının sağlıklı ilişkisi için, bu sorunu ortak akılla çözmenin mutlaka bir yolunu bulmalı.