kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Kasım 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Günaydın 
Prof. Dr. Tevfik Özlü
Sağlık Hakkı

Hastanede dini telkinde bulunulması hata mı?

* Bazı hastanelerde yatan hastalara din görevlileri tarafından dini telkinde bulunuluyor ve teselli veriliyor. Birçok hastalığın iyileşmesinde hastanın psikolojisinin düzelmesinin etkili olduğu biliniyor. Siz dini telkin konusunda ne düşünüyorsunuz? Elif U./Kayseri

Hasta haklarıyla ilgili ilk uluslararası belge olan ve 1981 yılında Portekiz'in Lizbon kentinde Dünya Tabipler Birliği tarafından yayınlanan bildirgenin son maddesi; 'Hasta, dini temsilci de dahil olmak üzere, ruhsal ve manevi yönden teselli edilmeyi isteme ya da reddetme hakkına sahiptir' şeklindedir. Dünya Sağlık Örgütü'nün Avrupa Bürosu'nca 1994 yılında Amsterdam'da kabul edilen Avrupa Hasta Haklarının Geliştirilmesi Bildirgesi'nin ilk maddesinde, "Herkes kendi ahlaki ve kültürel değerlerine, dinsel ve felsefi inançlarına sahip olma ve bunlara saygı gösterilme hakkına sahiptir" denmektedir. 5. maddesi ise, "Hastalar tanı, tedavi ve bakımları sırasında saygı görme; kültür ve değerlerine uygun şekilde davranılma hakkına sahiptir" şeklindedir.

KARAR HASTANINDIR
Dünya Tabipler Birliği, 1995 tarihli Bali Bildirgesi'nin 11. Maddesinde "Hastalar kendi dinlerine uygun bir dini temsilcinin ruhi ve moral tesellisini kabul veya reddetme hakkına sahiptir" denmektedir. 1998 yılında yayımlanan Hasta Hakları Yönetmeliği'nin 38. Maddesinde ise şu ifadeye yer verilmiştir: "Kurum hizmetlerinde aksamalara sebebiyet verilmemek, başkalarını rahatsız etmemek ve personelce yürütülen tıbbi tedaviye hiçbir şekilde müdahalede bulunulmamak şartı ile hastalara dini telkinde bulunmak ve onları manevi yönden desteklemek üzere, talepleri halinde dini inançlarına uygun olan din görevlisi davet edilir." Hasta hakları konusunda temel referanslar olan bu metinler yeterince açıktır. Hastalar, eğer isterlerse inançlarına uygun şekilde moral destek ve telkin alabilirler.

DUALAR ÇOK ETKİLİDİR
Hastalık sadece bedensel fonksiyonları değil, ruhsal durumu da olumsuz olarak etkiler. Hastalığın yol açtığı korku, panik, depresyon, umutsuzluk ve endişeler, bazen kişinin yaşamını hastalıktan daha fazla bozabilir. Psikolojik sıkıntılar, hastalığın iyileşmesine zarar verebilir. Hastalığın psikolojik etkileri kişiden kişiye değişir. Bu durum, kişinin değer yargıları, ruhsal durumu, felsefi bakış açısı ve dini inançlarıyla yakından ilgilidir. Hastanın ölüm korkusu ve hastalığa bağlı olarak durumunun kötüleşebileceği endişesi karşısında eğer varsa dini inançları kendisine destek olabilir. Tanrı'ya sığınması, iyileşmek için dua etmesi, O'nun kendisine şifa vereceğini beklemesi hastanın umudunu canlı tutar ve onu yaşama bağlar. Nobel Ödüllü Fransız Cerrah Dr. Alexis Carrel, 'Dua' adlı eserinde, duanın hasta psikolojisindeki önemini ve hastalığın seyri üzerindeki olumlu etkilerini ayrıntılı bir biçimde açıklamaktadır.

HEKİM SAYGI DUYMALI
Bu nedenle hastanelerde, hastaların mensup oldukları dine göre dua ve ibadet edebilmelerine ve moral destek alabilmelerine imkan sağlanmalıdır. Böyle bir talebi olan hastalara, kendi dinlerinden din adamları telkin ve tesellide bulunup, moral destek verebilmelidir. Hekim ve diğer sağlık çalışanlarının, kendi değer yargıları ve inançları ne kadar farklı olursa olsun, hastanın moral ve manevi değerlerine saygı göstermeleri ve onunla olan ilişkilerinde bunları dikkate almaları gerekmektedir. Bu, bir hasta hakkıdır.