kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 24 Kasım 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ERGUN BABAHAN

Güneydoğu kıpır kıpır

Hasankeyf.
Hava ağır ağır kararmaya başlarken Midyat'a giriyoruz. Sıla İlköğretim Okulu'nun açılışı için geldiğimiz Mardin'de önce hızlı bir Hasankeyf ziyareti yapıp ardından dizinin çekildiği Midyat'a geçiyoruz.
Koca bir dolunayın aydınlattığı sokaklarda, tarihi evlerin arasından geçip Sıla'nın çekiminin yapıldığı Konukevi'ne giriyoruz.
Tarihi Süryani kilisesinin çan kulesindeki ışık dışında tarihi kent karanlık bir tülle gizlenmiş gibi.
Binlerce yıllık taş ustalığının ürünü muhteşem binaların sağında solunda çirkin betonarme yapılar bitivermiş.
Zarafetle kabalığın zıtlığını net bir biçimde Midyat'ta da görüyorsunuz.
Mardin'den Hasankeyf'e geçerken bölgede müthiş bir yatırım hamlesi olduğu çıplak gözle bile fark edebiliyorsunuz.
TOKİ'nin büyük bir konut projesi hızla ilerliyor.
Yolun iki tarafından özel firmaların yaptığı çok katlı binalar yükseliyor.
1960'ların ortasından hafızamda kalan Güneydoğu hatıralarından tamamen farklı.
Gaziantep'ten Urfa'ya otobüsle giderken çektiğimiz sıkıntılar dün gibi zihnimde.
Elbette bölge hâlâ yoksul.
Hasankeyf'te çevremizi saran çocukların tamamına yakını insanın içini ürperten soğuğa rağmen çorapsız ayaklarına geçirdikleri terliklerle dolaşıyordu.
Okuldan çıkıp neşe içinde evlerine dönen abi ve ablalarının üst başları ise daha düzgündü sanki.
Ama bu yaz gittiğim Siirt'te de, geçen yıl gördüğüm Urfa'da da önemli bir değişim olduğu yadsınamaz.
Çifte yollar, okul binaları, hastaneler inşa ediliyor.
Terörün Türkiye coğrafyasından tamamen silinip atılması, bölgedeki gelişimin hızına mutlaka olumlu katkıda bulunacak.
Yıllardır şiddet ve yoksulluk sarmalında kıvranan bölge, göç vermek bir yana cazibe merkezi haline gelebilecek. Bundan binlerce yıl önce uygarlığın merkezi olmuş bu yerleşim merkezleri, yeniden aynı ivmeyi kazanabilecek.
Müslümanı, Yahudisi, Süryanisi, Hıristiyanı huzur içinde bir arada yaşayabilecek.
Türkiye terörü bitirme yolunda çok önemli bir adım attı.
Dünya konjonktürü hiç bu kadar PKK'nın aleyhine olmamıştı.
Bu kez, bu büyük fırsatı kaçırmamak için sorumluluk siyasetçilere düşüyor.