kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 22 Kasım 2007, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
NAZLI ILICAK

Cihat çağrısı mı?

Özellikle Filistin ve Kudüs meselesinde, İslâm dünyası, İsrail'e karşı çok tepkili. Hz Süleyman mabedinin duvarına bitişik, dikdörtgen biçimindeki Mescid-i Aksa'nın altında tünel kazıldığı duyulunca, ülkemizde nasıl büyük bir infialin doğduğunu hatırlıyoruz.
Bunu aklımızda tutarak, İstanbul'da, Feshane'de yapılan Uluslararası Kudüs Buluşması'nın mahiyetini yeniden gözden geçirelim. Kimine göre, Türkiye'nin "imajı çizilmiş."
Organizasyona ev sahipliği yapan Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV) Başkanı Necati Ceylan ile konuştum: "Kudüs Buluşması, Uluslararası Kudüs Müessesesi'nin öncülüğünde İstanbul'da toplandı. Bu buluşmaya, İslâm ve Hıristiyan dünyasından çok sayıda kuruluş katıldı. Hedef, Kudüs'ün tarihi ve kültürel birliğini korumak. Kudüs, kutsal bir kent, bu yüzden, Museviler kadar Hıristiyanları ve Müslümanları da ilgilendiriyor. Toplantıya iştirak eden bazı kişilerin radikal birkaç cümle sarf etmesi, Feshane'den, topyekûn, bir cihat çağrısının seslendirildiği anlamına mı gelir?"
Toplantı, Kur'an-ı Kerim ile açılmış; arada tekbir getirenler de çıkmış. Meselâ, Sudan temsilcisinin konuşmasını, Sudanlı delegeler tekbir getirerek selamlamış. İran Dünya Kongresi Başkanı radikal bir tavır alarak "ABD siyonizmine" çatmış ve onlarla işbirliği yapmanın "haram" olduğunu söylemiş. Mısır eski Başbakanı Aziz Sıddıki ise, "Artık konuşma değil, eylem zamanı" diyerek, Lübnan'ın Hizbullah sayesinde İsrail'e karşı kazandığı zaferi hatırlatmış. Ortadoğu gibi acı çeken bir coğrafyadan yükselen çığlıkları doğal karşılamak gerekmez mi?
Buna mukabil, Kudüs Buluşması'nın sonuç bildirgesinde aşırılık yok. El Aksa başta olmak üzere, kültürel ve tarihi dokunun kazılarla bozulmaması, Filistin halkının birlik beraberlik içinde hareket etmesi gibi son derecede haklı talepler yer alıyor bildirgede.
Toplantının amacını, yapılan konuşmalardan da yararlanarak tekrar özetleyelim: Hem Müslümanlar, hem de Hıristiyanlar için mukaddes emanetlerle dolu Kudüs tehdit altında. Kudüs, bütün bir ümmetin davasıdır. Vahye dayalı dinlerde kutsal sayılan bir şehirdir. Bu topraklar üzerinde işgal meşrulaştırılmamalıdır.
Öte yandan, gene Feshane'de, TGTV tarafından organize edilen Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları Fuarı'nda, Suriye'de yaşayan Filistinli bir ressam, çocuğunu, beline bomba bağlı bir intihar saldırganı olarak gösteren portresini sergilemiş.
Kimi radikal cümlelerden veya bir Filistinli ressamın resimlerinden yola çıkarak, "İstanbul'da cihat çağrısı yapıldı" demek mümkün mü? Türkiye, Filistin davasına ve çekilen acılara bigâne mi kalacak?