kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 20 Kasım 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Günaydın 
YÜKSEL AYTUĞ

Huysuz'luğun lüzumu yok

Seyfi Dursunoğlu'nun bir "takıntısı" var. Tıpkı Zeki Müren gibi elinde mikrofonla sahnede ölmek istiyor. Kendisine istediği ölümü seçebilir. Ama -Allah geçinden versin- biz sevenlerine ekran başında bu acıyı yaşatmaya hakkı yok. Bu hafta FOX'taki "Benimle Dans Eder misin?" i izlerken, aklım çıktı. 75 yaşındaki Seyfi Bey, tek ayağının üzerinde sahneyi boydan boya zıplayarak geçti. Sonra da tansiyonu fırlayıp, burnundan kan fışkırmaya başladı... Yok, yok Huysuz'luğun lüzumu yok. Hele cumartesi akşamı eğlenmek için ekran başına oturan bizlere "korku filmi" izletmeye hiç hakkın yok!.. Oysa Huysuz'un o tatlı iğnelemeleri ne kadar hoş... Yonca Evcimik'e: "Yonca ne bu hal? Yorgancıyla mı sevişiyorsun?" Uğurkan Erez'e: "Uğurkan sanki İtalya'da cenazeye gider gibi giyinmişsin." Çağla Şikel'e "Konuşurken ağzını büzmeye çalışma. O kadar büyük ki, büzemiyorsun!.. Yavrum senin küçük bir uzvun yok mu?" Hele Yonca Evcimik'le yaşadığı diyaloglar?
SEYFİ DURSUNOĞLU: Yonca ben çok şanslıyım biliyor musun?
YONCA EVCİMİK: Neden?
S.D.: Ben ölsem arkamdan dördünüz (jüri üyelerini kastediyor) üzüleceksiniz. Sen ölsen bir tek ben üzüleceğim.
Y.E.: Merak etmeyin, siz hepimizi gömersiniz...
S.D.: Seni gömmeyi istiyorum vallahi... Çünkü sana az toprak gider. 1,5 metreye sığarsın. Ama Çağla'yı gömmek istemem doğrusu... Tüm "Huysuz"luğuna rağmen, Allah, Seyfi Ağabey'i ekranlarımızdan eksik etmesin...