kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 17 Kasım 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Sarp Apak: "Şu dönemde stand-up Cem Yılmaz'ın tekelinde"

* Bir dönem komedyenlik ile şovmenlik arasında gel-gitler yaşadığınızı duydum. Doğru mu? İstanbul'a geldiğim ilk günlerde ikilemde kaldım. O dönemlerde henüz komedyenlikle şovmenlik arasındaki farkı keşfedememiştim. Çalışmaya başladıktan sonra anladım: Komedyenlik, oyunculuk; şovmenlik ise başka bir şey. Benim için komedyenliği İzmir, okul ve konservatuvar; şovmenliği ise İstanbul, şov dünyası ve para temsil ediyor. Ben komedyen, yani oyuncu olmaya karar verdim.

* Şovmenlerin şöhret ve para kazandıkları bu dönemde neden komedyenliği tercih ettiniz? Tek kişilik şovlar yapmayı düşünmedim değil ama erken olduğuna karar verdim. Çünkü henüz palazlanmış değilim. Tek başıma bir şov yapmanın beni yıpratacağına ve önümü keseceğine inanıyorum. Önce oyuncu olarak kendimi donatmalıyım.

* Ülkü-Gazanfer Özcan Tiyatrosu'nda siz sahneye adım atar atmaz izleyici kahkahayı patlatıyor. Bu bir avantaj mı? Evet, stand-up yaptığımda 1-0 önde başlayacağım. Ama dediğim gibi, henüz erken. Çünkü standup şu dönemde Cem Yılmaz'ın tekelinde. Bu işi o kadar iyi yaptı ki, sahneye kim çıkarsa çıksın mutlaka Cem Yılmaz ile kıyaslanacaktır. Daha Cem Yılmaz ile kıyaslanacak kadar palazlanmadım. O kıyaslanma, beni bitirir! Elbette ben de milyon dolarlık adam olmak isterim. Doğru zaman kendiliğinden gelecektir.

KADERİN CİLVESİ

* Komedyen olarak yola çıktınız ama ilk sinema filminiz 'Beyaz Melek'te dram oynuyorsunuz... Evet, kaderin garip bir cilvesi olsa gerek. Her komedyen aynı zamanda iyi bir drama oyuncusu da olmak ister. Tıpkı Şener Şen gibi... Sanıyorum bu bana verilen bir lütuf.

* Gülse Birsel sizi nasıl keşfetti? İzmir'den beş arkadaş gelip bir ev tuttuk. Ben BKM'nin oyuncu atölyesine girmeyi başardım. Sonra 'Avrupa Yakası'nın seçmelerine gittim. Gülse Birsel beni beğenmiş, kadroya aldı.

* 'Avrupa Yakası'na çabuk uyum sağladınız mı? Açıkçası, ilk beş gün ayakta kalmaya çalıştım. Çünkü Türkiye'nin en çok izlenen dizilerinden birinde ilk profesyonel işimi yapıyordum. Gülse Birsel, özel hayatında da, iş hayatında da Türkiye standartlarının üzerinde bir insan. Kariyer planlamamda bile parmağı vardır.

* 'Avrupa Yakası'na Şesu karakterini canlandıran Bülent Polat'ın yerine girdiniz. Bu durum üzerinizde baskı oluşturdu mu? Şesu gibi sevilmiş bir karakterin yerine dizide yer almak bir gerginliğe yol açtı tabii. Bu nedenle ilk günler en çok yaptığım şey ayaklarımı yerde hissetmeye çalışmak oldu. Sonra baktım ki bir gerginlik yaşamama gerek yok. Hem bütün herkes bana yardım ediyor, hem de Gülse Birsel öyle bir rol yazmış ki, izleyenlerin Tanrıverdi ile Şesu'yu kıyaslamaları için bir nedenleri kalmamış.

AŞIK OLMAM GEREKİR

* Kadınlar genelde komik erkekleri seksi bulur. Kadınların size yaklaşımı nasıl? Güldürmenin avantajı çok tabii. Sempatik olmanın, güldürmenin bir erkeğin kadınla arasında olan olayları çok hızlandırdığı bir gerçek. Benim her zaman bir kadınla yaşayacağım ilişkinin önünde duran kalın bir duvarım olmuştur. Ama güldürmek, o kalın duvarı zar haline getiriyor.

* Komedyenler çok sık sevgili değiştiriyor. Siz de meslektaşlarınızla aynı özelliği taşıyor musunuz? Beş yıllık bir ilişkim vardı. Geçen yıl sona erdi. Böyle bir ilişkiden çıkınca bir süre afalladım. Alışkanlıklar, hatıralar benim yeni bir ilişki yaşamamı engelledi. Etrafta çok güzel kızlar var. Ne yapayım, onlardan kaçayım mı? Kaçmam zaten ama aşık olmam gerek.

* Kısa süreli ilişkilerle şöhretin tavan yaptığı bu dönemde siz neden 'aşık olmam gerekir' diyorsunuz? O tiplere kızarken, gıcık olurken aslında bir 'erkeklik abidesi' olmadıklarına inanırken, nasıl olur da onlar gibi olurum? Ayrıca ben geçmiş ilişkilerini sahiplenen biriyim.