kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 17 Kasım 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Aman yavaş, aheste!

Yaprak Aras ŞAHİNBAŞ
10.11.2007
'Yavaşlama' trendi devam ediyor. Yeni bir akıma göre zamanı, hayatlarımızda yapacağımız bazı değişliklerle yavaşlatabilmemiz mümkün..
Zaman, inanılmaz bir hızla akıp gidiyor. Günler, aylar birbirini kovalıyor, göz açıp kapayana kadar yıllar geçiyor. İnsanoğlunun, 'en büyük düşmanı' olan zamana karşı yarışını bugün her alanda görüyoruz. Hepimiz gençleşmek, en azından 'yaşlanmamak' istiyoruz. Kozmetik dünyası da artık daha çok 'gençlik' vaat ediyor; 'anti aging' etkisi bulunmayan ürünler raflardan birer birer kalkıyor.

ZAMANI KONTROL EDİN
Fiziksel anlamda zamanı durdurmak, 'en azından şimdilik' (veya Heroes dizisindeki Hiro gibi süpergüçleriniz yoksa!) olasılık dahilinde değil. Ama birçok alanda 'yavaşlamayı' öngören 'slow movement' gibi trendler sayesinde, durup nefes almak mümkün. İngiltere'de son aylarda çok satan bir kitap var. İsmi, Making Time, yani Zaman Yaratmak. Yazarı Steve Taylor, 'geleneksel yavaşçı'lardan biraz daha farklı yaklaşıyor zaman kavramına. Biraz Einstein'in ünlü izafiyet teorisine de atıfta bulunarak, zamanın kişiye göre değiştiğini ve zamanın akışını kontrol edebilmenin elimizde olduğunu iddia ediyor! Önce uyarayım; 'new age' fikirler veya yöntemler yok bu kitapta. Taylor, zamanın insan zihninin aldığı yeni bilgilere göre şekillendiği görüşünde: "Yeni şeyler deneyimlerken zaman daha yavaş geçer. Çocuklar, zamanı daha yavaş tecrübe eder örneğin. Çünkü dünya onlar için yepyeni bir alandır, her deneyim yenidir ve her an yeni şeyler öğrenilir." Hakikaten de öyle. Hatırlayın çocukluğunuzu; okul yılı nasıl geçmek bilmez, ama yaz tatili de bitmez, tükenmezdi... İşte Taylor, bu noktadan çıkarak, yaşlandıkça yeni tecrübeler edinme şansımızın azaldığını ve algılarımızın otomatikleştiğini söylüyor: "Kendimizi güvende hissetmek için oluşturduğumuz işten eve, evden işe formatından şaşmayan bir günlük hayat; aynı yerlere gitmek, aynı insanlarla görüşmek gibi rutinler bizi mutlu etse de, tanıdık gelen her şey, zamanın daha hızlı geçmesine neden oluyor." RUTİNLERİ KIRIN! Uzun lafın kısası, zamanı yavaşlatmanın sırrı, günlük rutinlerimizi kırmakta. 'Yavaşlama trendi'ne farklı bir boyut getiren Taylor, zamanın hızını kontrol edebilmek için şunları öneriyor:
1. Hafta sonlarını iyi değerlendirin.
2. Yeni insanlarla tanışın, hiç yapmadığınız şeyleri deneyin.
3. Yeni deneyimler kazanırken, zaman çok yavaş geçer. Bu yüzden tatilleri ihmal etmeyin. Yeni mekanlar, zihnimizi çocuk saflığına dönüştürür.
4. Seyahatlerinizde sürekli aynı yerlere gitmeyin. Onun yerine yeni yerleri keşfedin. Hep aynı yerlere giden kişiler için tatil daha hızlı geçer. Ama kısa süreler için bile olsa daha önce gitmediği bir yeri ziyaret eden bir kişi, bu zamanı daha uzun algılar.
5. Tatillerde, aynı yerde beş günden fazla kalmayın. İnsan zihni, yeni deneyimlere çok çabuk uyum sağladığı için, bir süre sonra zaman yine hızlanmaya başlayacaktır.
6. Kendinizi sürekli bir şeyle meşgul etmek zorunda değilsiniz. Televizyon izlemek, internette sörf yapmak gibi aktiviteler 'zaman öldürmek'tir ve zamanın gerçekten çok hızlı geçmesine neden olurlar. Onun yerine hiçbir şey yapmayın! Ya da meditasyon yapın ve içinde bulunduğunuz anı hissedin.
Haberin fotoğrafları