kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Kasım 2007, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
YAVUZ DONAT

Boğaz 9 boğum

Galatasaray'ın "karizmatik bir amigosu" vardı:
"Karıncaezmez Şevki."
Öylesine sevilirdi ki, ölünce "bütün camia ağladı."
Ardından konuşmalar yapıldı:
- Kibardı, beyefendiydi, kimseyi incitmezdi.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan da "işte öyle biri." Yıllarca Ankara Sanayi Odası Başkanlığı yaptı.
Hükümetlerle ters düştüğü oldu. Ama "kimseyi incitmedi."
Her zaman nazikti.
Zafer Çağlayan'ın "bir insanı derin şekilde üzeceğini" kim düşünebilir?
Hem de "çok sevip saydığı, ağabey dediği" birini.
Dün Ali Coşkun "incindim, alındım, kırıldım" dedi.
"Olamaz, siz eski dostsunuz" diye sözünü kestik.
Ama Coşkun'un "sesi hala buruktu."
Zafer Çağlayan demiş ki "kimse bakanlığın yerini bilmiyordu... Millet bakanlığı görsün diye geceleri ışıkları yaktırıyorum."
Ve "bir şey daha" söylemiş:
- Bakanlıktaki telefonlarda bir müzik vardı. Müziği değiştirdim.
Ali Coşkun "bakan iken yaptıklarını uzun uzun anlattı" ve ekledi:
- Yani işler yarım kalmıştı da, müzik değişince mi düzelecek?
Ali Coşkun ve Zafer Çağlayan "yılların dostu."
Ağabey ile kardeş arasındaki soğukluğun ömrü "ıslak mendil kuruyana kadar."
Ama yine de mendilin kurumasını bile beklemeden Zafer Çağlayan'ın "Ali abisini" arayıp, "bir yanlış anlaşılma olmuş" demesinde fayda var.