kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 13 Kasım 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
EMRE AKÖZ

Tarihi fırsat

Geçen gün Fatih Üniversitesi'nden arkadaşlar gazeteye geldi. Onlarla Kürt sorunu hakkında sohbet ettik. Anlattıklarım içinde ilgilerini en çok çeken konulardan biri, Kanada'daki Quebec meselesiydi.
Bu sorundan size kısaca söz etmiştim. ( 16 Şubat 2007 )
Özetlersek... "Quebec bölgesinde oturan, Fransızca konuşan Fransa kökenli Kanadalılar, kendilerini İngilizce konuşan, çoğu Britanya kökenli Kanadalılardan ve özellikle de göçmenlerden farklı görüyor.
Quebec milliyetçilerinin bir kısmı ( egemenlikçiler ) ayrı bir devlet kurmak istiyor. Diğer kısmı ( federalciler ) ise "Bu ülkenin kurucu unsuruyuz, dolayısıyla anayasal ayrıcalıklar isteriz" diyor.
Milliyetçilik incelemeleri açısından Quebec deneyimi bize önemli ipuçları veriyor:
Düşünsenize... Kanada zaten resmen iki dilli bir ülke... Farklı kültürlere alabildiğine saygı gösteriliyor ve destekleniyor... Demokrasisi gelişmiş... Paraları var... Keyifleri yerinde...
Ama bütün bunlar Quebec milliyetçilerini tatmin etmeye yetmiyor!"
Quebec sorununu bir kez daha hatırlamama birkaç haber neden oldu:
1) Semih İdiz, İspanya'daki Otonom Bask Bölgesi'nin AB İşlerinden Sorumlu Bakanı Mikel Anton Zarragoitia ile konuşmuş. Zarragoitia, " Milliyetçilik tanımlamasıyla ilgili kriterler değişken. 19'uncu yüzyılda her milletin devleti olması gerekiyordu, günümüzde gerekmiyor " diyor. ( Milliyet, 12 Kasım )
2) Demokratik Toplum Partisi'nin PKK'nın siyasi uzantısı olduğunu, böyle bir durumun kabul edilemeyeceğini, dolayısıyla kapatılması gerektiğini söyleyenler var. (DTP'li bazı vekillerin " dağ "dan indiklerine ilişkin iddialar, bunun zeminini hazırlıyor olsa gerek.)
3) DTP'nin geçenlerdeki kongresinde " Demokratik Özerklik " modeli kabul edildi.
Bunları dikkate alarak söyleyebileceklerimizin bir kısmı şunlar:
- " Güneydoğu'daki yoksulluk PKK'ya yol açmıştır " demek fevkalade eksik bir analizdir. Ancak ekonomik "bozukluk" ve toplumsalkültürel haklardaki "yetersizlik" sorunu katmerleştirdi... PKK'nın " Siz Kürt olduğunuz için bu durumdasınız " şeklinde propaganda yapmasına imkan tanıdı.
- " Elinde çekiç olan, her sorunu çivi olarak görür. " Sıkı bir ulus devlet ideolojisi ve milliyetçilikle yetişen Türk subayları... Ellerinde çekiç taşımanın tabiatı gereği... Bugüne dek sorunu, güç kullanarak sonlandırmaya çalıştı... Bunu yaparken hem siyasetçileri, hem de medyayı susturdu... Ancak başarısız olduklarını artık onlar da kabul ediyor.
- Bu mücadele içinde... Hem Ankara, hem de PKK... Soruna, siyaset içinde, yani " dövüşerek " değil " konuşarak " çözüm arayacak sivil muhatapları sindirdi, hatta yok etti. Bugün, " gelin konuşalım " dendiğinde, ortada kala kala DTP kaldı.
- DTP'nin PKK ile 'öyle ya da böyle' bağlantılı olduğunu ispatlamak gerekmiyor. Öyle olduğunu sağır sultan dahi duydu.
- PKK silah bırakmadığı sürece, Türkiye de savaşmayı sürdürecek. Bir devlet olarak buna mecbur...
- Ancak siyasetçilerin öne geçmeleri gerekiyor. Bunu, yüzde 47 oy alan AKP'nin içinden çıkmış olan bu hükümet yapmayacak da kim yapacak?
- Gerçekçi olalım: Hükümetin hamlesi yetmez. Ama sivil ve askeri bürokrasi içinde siyasete yol açmayı isteyen bir damar olduğunu biliyoruz. Onlarla birlikte bu iş yapılabilir. Bence Başbakan Erdoğan ve arkadaşlarının elinde böyle bir tarihi fırsat var. Hadi hayırlısı!