kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 13 Kasım 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Günaydın 
YÜKSEL AYTUĞ

Asker, diplomat, devrimci ve romantik...

Atatürk'ün her 10 Kasım'da klişe sözlerle ve "dostlar alışverişte görsün" tarzı programlarla anılmasından sıkılmıştım. Bu kez Kanal 24'ün enfes yayını, İş Bankası'nın muhteşem reklamı ve Kanal D'de yayınlanan Latife belgeseli ile teselli buldum. Hep söylerim, Atatürk'ü tabulaştırmadan, onun "insani" yönlerini tanıyıp, anlamamızı sağlayacak film ve belgesellere ihtiyacımız var. Latife belgeseli, sevgili Ata'nın kadife yüreğini tanıyıp, okşamamızı sağlayacak tarihi belgelerle bezeliydi. Atatürk'ü zaten müthiş bir asker, harika bir devlet adamı, durdurulamaz bir devrimci olarak tanıyıp, yüreğime kazımıştım. Ama belgeselde "aşk adamı" olarak tanıdığım Atatürk'e bir kez daha hayran oldum. Mustafa Kemal, işgal gemilerinin çekilmesi için İngilizler'e bir nota yazdırmak istiyordu. Ancak özel kalemi bu işi için sallanıp, duruyordu. Sonunda nota yazmaya Latife Hanım talip oldu. Mustafa Kemal, tüm düşüncelerini üç cümlede özetlemeyi başaran bu kadına hayran kaldı. Ve hayranlığını, Latife'nin notayı yazdığı kalemi öpüp, yaşamının sonuna dek cebinde saklayarak gösterdi. Mustafa Kemal, Latife Hanım'a evlilik teklifini de ilginç bir tarzda dile getirmişti. Latife Hanım bir sabah Mustafa Kemal'in hiç alışık olmadığı teklifi ile karşılaştı. Gazi, "Bu sabah yatağımı siz toplar mısınız?" demişti. Latife Hanım yatakta bir fotoğraf buldu. İlk başta arkasını çevirip, okumayı düşünmemişti. Ta ki, Mustafa Kemal onu uyarana kadar. Gazi, bir gül eşliğinde fotoğrafın arkasına yazdıklarıyla ona evlenme teklif ediyordu. Mustafa Kemal'in, düğün hediyesi olarak Latife Hanım'a sadece 10 dirhem altın hediye etmesi, çevresi tarafından yadırgandı. Ancak bunun yanında, mağlup ettiği Yunan Başkomutanı'nın silahlarını, Kurtuluş Savaşı sırasında kader ortaklığı yaptığı Sakarya adlı atını ve kurtuluşun ardından İzmir'e çekilen ilk sancağı armağan etmişti. Sevgisini ifade eden bu semboller, aynı zamanda "özgürlüğü" simgeleyenlerdi. Bir sevgi bundan daha romantik, bundan daha "kudretli" bir şekilde ifade edilebilir mi? Kim bilir belki de Latife Hanım'ı ölüme sürükleyen, bu yüce sevgiyi minicik yüreğine sığdırma konusunda yaşadığı güçlüktü...