kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 11 Kasım 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

179 merkeze 20 milyar $ akıyor

Esen Evran/ Meltem Ersoy
Batılı tüketim alışkanlıklarının Türkiye'ye yerleşmeye başladığı 19. yüzyıl Cedde-i Kebir'inin yerini bugün Türkiye'nin dört bir yanındaki ışıltılı alışveriş merkezleri aldı. Türkiye'nin 179 alışveriş merkezinde, yaklaşık 20 milyar dolarlık alışveriş dönüyor..
İnsanların alışverişe çıkmadan önce en şık giysilerini giyip ayakkabılarını parlattığı, eşi dostu görmek, biraz da görünmek için alışverişi bahane ettiği 19. yüzyıl Cedde-i Kebir'inin (Bugünün İstiklal Caddesi) üzerinden 1.5 asır geçti. Ama insanların alışverişe, bir şey satın almanın ötesinde anlam yüklemesinde değişen bir şey olmadı. Geçmişte alışveriş sosyalleşmenin bahanesiydi, bugün büyük şehirlerde neredeyse tek yolu. Hafta sonu ailecek ne yapılacak? Herkesi birden mutlu etmenin tek bir yolu var: Çocuklar hamburger yesin, anneler vitrin baksın, babalar elektronik marketin reyonları arasında dolaşsın diye alışveriş merkezine gidilecek. Ve eğer hep gidilen, alışılmış bir yer dışında yeni bir yer açılmışsa, mümkünse orası görülecek. İşte bunun için geniş kitlelerce kabul görmek isteyen tüm markalar, kirası ne olursa olsun mutlaka alışveriş merkezlerinde olmak istiyor, kiralamacıların kapısında kuyruklar oluşuyor, metrekaresine 100 dolar vermek için mağaza patronları, araya tanıdık sokup alışveriş merkezinde yer bulmanın kavgasını veriyor. Ve bu kavga tüm yatırımcıları heyecanlandırıp alışveriş merkezlerinin sayısını birkaç yılda 179'a çıkarıveriyor. Bugüne kadar küçük mahalle butiklerinden başka bir yer bilmeyen Anadolu kentlerine kadar gidiliyor. İstanbul'un Akmerkez'i, Diyarbakır'da Diyarmerkez oluyor. Alışverişin tarihi, bugünkü anlamıyla modern mağazaları bulmak için bizi 19. yüzyılın ortalarına, Kırım Savaşı'na götürüyor. O zamana kadar geleneksel tüketim kalıpları hakim, ama ne zaman ki cepheye giden binlerce yabancı asker, Karadeniz'e çıkmadan önce İstanbul'da konaklıyor, o zaman Batılı tüketim alışkanlıkları Türkiye'ye geliyor. İşte o yıllarda oluşan ve para harcayan yeni sınıfa hitap eden mağazaların mekanı, bugünkü İstiklal Caddesi. O günün büyük mağazalarının ilklerinden biri de Bon Marche. Zamanla her türlü malı satan mağazalara bonmarşe denmeye başlanıyor ve Batılı tüketim alışkanlıkları bu mağazalar aracılığıyla İstanbul'un 'varlıklı' kesimine ulaşıyor. Bonmarşeler reklamı ilk kez kullanan satış alanları aynı zamanda. Kırım Savaşı'ndan sonra (1856), İstanbul'a gelerek yerleşen İngiliz kökenli Baker Ailesi tarafından kurulan mağazalar ilk yabancı 'zincirler.'

İSTANBUL'DA 600 MİLYON ZİYARETÇİ
Türkiye, 19. yüzyıl ortalarından sonra uzun süre geleneksel yöntemlerle sürdürdüğü alışveriş hayatında ikinci perdeyi, çok uzun yıllar sonra açıyor. Özal dönemi Türkiye'si. 1988 yılında İstanbul Ataköy'de Türkiye'nin ilk alışveriş merkezi Galleria açıldığında yer yerinden oynuyor. Özal'ın 260 bin liralık siftahıyla alışveriş yaptığı Galleria'nın açılışından bugüne alışveriş merkezlerinin sayısı 179'a, toplam kiralanabilir alan 3.5 milyon metrekareye, yıllık ziyaretçi ise sadece İstanbul'da 600 milyona çıktı. Bugün Türkiye'deki alışveriş merkezlerinin tahmini cirosu 20 milyar dolar. Artık Türkiye'de alışveriş merkezi rüzgârı esiyor. İnşaatçılar, mağazacılar ve kafeden sinema işletmeciliğine tüm hizmet sektörü, tüketimin kalbi haline gelen bu merkezlere doğru akıyor. Sektördeki büyüme yabancı yatırımcıların ilgisini çekerken, marka sahipleri, büyüme rotasını alışveriş merkezlerine göre çiziyor.