Demirören'e soruyorum

Beşiktaş Kulübü, Fenerbahçe derbisinin son saniyelerinde gollerini iptal ettiği gerekçesi ile İsmet Arzuman'ın dünyasını başına yıkmakta kararlıydı. Bu nedenle hemen maç bitiminde, Beşiktaş Başkanı, Sinan Engin (!) aracılığı ile 'militarist bir PAF tepkisi' gösterdi. Tabii ki, maçın pozisyonu ve de çalınan düdüğe olmasa da, altı hafta dinlenen bir hakemin bu maça atanmasına koyulan tepki normaldir. Sakın, "Nasıl olur? Futbol ve militarizm bağdaşır mı? Buna hak verilir mi?" diye düşünmeyiniz.
Bu tarz tepkiler koyulmadığı sürece de hakem hatalarının Türk futbolunu getirdiği nokta 'bu malum hal' oluyor. Sezon başından beri, kirliliği kulüplerin beyanlarıyla ima edilen kuruma böyle bir tepki gerekliydi. Efendim, "Nereden çıkardınız kurumların tartışıldığını?" diyecek bir babayiğit varsa Tahir Kıran'ı dinlesin. Ne diyor Tahir Kıran: "İstifa etmesi gereken biri varsa MHK'dir. Haluk Ulusoy oraya atadığı adamı değiştirecek. Söylüyorum söylüyorum, yine kendim dinliyorum."

LAF VAR BAL EDER AŞI...
Şimdi ben de, bu sözler üzerine olaya tepki veren Beşiktaş Başkanı'na soruyorum: Bu demeci Tahir Kıran mı vermeliydi? Yoksa Beşiktaş'ı temsilen federasyona yolladığınız Affan Keçeci mi? Şimdi birileri buna
"Yöneticilerin asli görevi kulüplerini kollamak mı?" diye karşı çıkmaya hazırlanır. Hayır, durum o değildir. Durum, yanlışlığa karşı çıkma durumudur.
Aksi takdirde "Aman yanlış anlaşılır" tavrının tek açıklaması 'eyyam' olur. Mesele, bu atamalar yapılırken Tahir Kıran ile Affan Keçeci'nin birlikte karşı çıkma meselesidir. Eğer, "Kolay mı, o koltuk ne olacak?" diyorsanız, o halde takdir sizin. Fakat, Arzuman'a bağlayıp geri adım atarsanız, Arzuman'dan beter olursunuz.
Not: "Laf var bal eder aşı, laf var götürür başı." Yapmayacaksanız, bu tepkiyi hiç koymayacaksınız.