Türkiye'nin gururu

Gün içinde grubu inceliyorduk. Tesadüfi bir Inter galibiyeti ve şansla alınmış iki deplasman puanı mıydı geride kalan, yoksa başka bir şey mi? Bunun cevabını PSV karşısında görecektik. Ve gördük: F.Bahçe artık bir Avrupa takımı, kazandığı her galibiyet de emeğinin hakkı. Kanaryalar adım adım Avrupalılaşmış bir takım. Bu takımı alkışlamak lazım ama bu noktaya gelirken başta Hooijdonk, Tuncay, Ümit gibi isimler olmak üzere emeği geçenleri unutmamak gerek. Artık 'Avrupa mantalitesi' F.Bahçe'ye yerleşti. Bundan sonra gelen giden olur, yönetim değişir, hoca değişir. Önemli olan ve temennimiz bu mantaliteyi, bu disiplini sürdürmek. Ve geçmişi unutmamak. F.Bahçe daha bitime iki maç kala mucize olmazsa ikinci turda. Bu da ayrı bir gurur. Herkesi kutlamak lazım.

SEMİH DAHA NE YAPSIN?
29'da Kazım'ın sağdan sert ortasını Semih ağlara göndermeye hazırlanırken Marcellis önce davrandı ve kendi ağlarına bırakıverdi. İki dakika sonra bu golü imzalayamayan Semih, Alex'le verkaçı sonrası usta golcü kimliğiyle farkı ikiye çıkardı. Hafta sonu oynadığı derbiden en ufak bir yorgunluk belirtisi göstermeyen F.Bahçe tüm maç etkinliğini sürdürdü ama skor 2-0'da kaldı. Gözlemlerimiz ise Zico'nun maçtan maça artan motivasyonu. Gökhan'ın inanılmaz mücadelesi. Ve Semih. Hakkında "İyi golcü ama F.Bahçe için zayıf" diyenler bir daha düşünsün. Onun yapacağı tek şey kaldı: Şapkadan tavşan çıkartmak!!! Aurelio, Alex ve Carlos gibi isimleri artık dile getirmenin anlamı kalmadı. Lugano ve Deivid'i aratmayan Kazım ve Yasin de sistemin aynen sürmesinde pay sahibiydiler. 84'te Kovermans'ın şutunu çıkaran Volkan ise eski günlerden de iyi.

TEK FARK KALDI: TARAFTAR
F.Bahçe artık Türk futbolunun gülen yüzü. Hakkıyla, emeğiyle. Ve onlardan beklentiler de giderek artıyor. Ama bu takım bu gücü bu görüntüsüyle kaldıracaktır. Ne mutlu ki, Kadıköy'ü 'muhteşem' geceler bekliyor. Avrupa'da çok sayıda maç seyrediyoruz. Artık Kadıköy'ün Avrupa'dan tek farkı kaldı. O da seyircisi. Çünkü çoğu yerde bu taraftar yok.