kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 6 Kasım 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Günaydın 
ŞENGÜL BALIKSIRTI

Mahsun'un filmi herkesi ağlatır

Mahsun Kırmızıgül'ün yazıp yönettiği 'Beyaz Melek' filmi, 16 Kasım'da vizyona giriyor. Şu anda filmin son işlemleri yapılıyor. Geri sayım başladı yani. Mahsun da biraz rahatlamış tabii. Geçen gün ziyaretimize geldi, filmini anlattı heyecanla. Kaybettiğimiz değerlerimizden söz etti. "Doğuda insanlar yaşlandıkça değer ve hürmet görür ama batıda tam tersi. İnsanlar yaşlandıkça yalnızlığa itiliyor" dedi. İşte tam da bu yalnızlığı anlatan bir film yapmış. Doğru değil mi; kalabalık hayatlarımız içinde giderek uzaklaşmıyor muyuz onlardan? 'Beyaz Melek'in öyküsü bir huzurevinde geçiyor. Filmin fragmanını izledim, insanı yüreğinden yakalayan diyaloglar ve görüntüler var. Türk tiyatrosunun devlerini buluşturan filmle ilgili çok güzel anekdotlar anlattı Mahsun. Kuşkusuz bütün o ustalar için de unutulmaz bir film olmuştur 'Beyaz Melek'... O gittikten sonra fragmanı bir kez daha izledim. İki dakikalık bir görüntü beni bu kadar etkilediyse, filmin tamamının yaşatacağı duyguyu düşünün artık... Huzurevindeki yaşlılar için sorulan "Neden onları buraya bırakmışlar?" sorusuna verilen bir yanıt var ki; zaten herkesi ağlatır. "Analar babalar küçücük evlerine, küçücük yüreklerine onlarca torun, çocuk sığdırırken evlatlar koca koca apartman dairelerine, villalarının bir köşesine yaşlı ana babalarını sığdıramadılar..." diyor bir ses bir yerlerde... Ve o ses, hıçkırıp olup boğazınıza oturuyor... Bu kısacık diyalogları izleyenler Mahsun'u telefonla arayıp ne kadar etkilendiklerini ve hemen anne ve babalarının sesini duymak için telefon açacaklarını söylemişler. Bu arada; Mahsun Kırmızıgül yıllardır annesiyle birlikte yaşıyor. Hem de aynı evde. Yani "Param var, alırım ona da bir ev, yanına da bir yardımcı bulurum, yaşar gider" demiyor. Hem zaten filmi de annesine yapmış. Dilerim, ana baba sevgisini savuranlara bir sorgulama yaşatır 'Beyaz Melek'... Ve dilerim; unutulmuş sevgiler yeniden yakınlaşır. Bir de Mahsun'un bu yeni kimliğine birileri burun kıvırarak bakabilir tabii. "Türkücüden sinemacı olur mu?" diye düşünenler olabilir. Birileri onu, Özcan Deniz'i ya da Alişan'ı hala Prestij Müzik yıllarındaki gibi görmek istiyor. Oysa zaman geçiyor, hayat akıyor ve her şey değişiyor... Bu çocuklar da değişti... Hem de çok değişti...