kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 2 Kasım 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ABDURRAHMAN YILDIRIM

Yerli sermaye tehlikede mi?

İstanbul Sanayi Odası (İSO) 2002'den bu yana her yıl "Sanayi Kongresi" düzenliyor, sürdürülebilir rekabet gücünün yolunu yordamını arıyor. Her yıl ayrı bir alt konuya yer veriliyor. Bu yılki tema "Endüstriyel Teknoloji ve İnovasyon" a ayrılmış. 26-27 Kasım'daki Kongre için İSO'nun yönetim kurulu medya mensupları ile bir araya geldi. Sanayinin sorunlarını, bu yılki Kongre'nin içeriği çerçevesinde ortaya koydular.
Her yıl tartışmasına ve ekonominin son yıllarda hızlı büyüme yakalamasına karşılık rekabet gücünde çok fazla mesafe alınabilmiş değil. Zaten dış ticaret açığının rekor düzeye ulaşması bize durumu yeterince anlatmıyor mu? Yıllık bazda ihracatımız 100 milyar doları geçmesine geçti de, ithalatımız da 159 milyar dolara vardı. İhracat kendi ithalatını yaratıyor. Sadece aramalı ithalatı toplam ihracatı geçiyor. Türk Lirası'nın değerlenmesinin, büyümenin ve dış konjonktürün de etkisiyle ihraç ürünleri içinde yerli katkı giderek azalıyor.

- Üçlü kıskaç- 2001 gibi Cumhuriyet tarihinin en ağır krizinden çıkmış bir sanayi, ekonominin düzeldiği bir ortamda Çin ve Hindistan gibi ülkelerin rekabetiyle karşılıyor. Üzerine bir de ulusal paranın değerlenmesi biniyor. Yani sanayi kriz, Çin ve kur kıskacına giriyor. Verimlilik artışı bu kıskacı bir ölçüde hafifletiyor. Ama finans ve hizmet sektöründeki eğilim sanayiye de sıçradı. Şirketler giderek yabancı sermayeli yapıya dönüştü. 500 büyük sanayi kuruluşunun üçte biri yabancı sermayeli hale geldi. Bu da sürdürülebilir rekabet gücüne kavuşulamadığının bir göstergesi.

- Sermaye tehlikede- Gelinen aşamayı Şişe Cam Grubu'ndan İSO Yönetim Kurulu Üyesi Gülsüm Azeri şöyle özetledi: "Maliyet hesabında Türkiye, Çin, Hindistan, Rusya ve bazı Doğu Avrupa ülkelerinin üzerinde ama Avrupa'nın ve Batı'nın da yaklaşık yarısındayız. Avrupa geleneksel sanayide Türkiye'ye gelmek zorunda. Pazar ve mevcut ortamlarındaki yüksek maliyet onları buraya getirecek. Onlar gelecek, yatırım yapacak veya mevcutları alacak da, Türkler ortada kalmayacak, iş işten geçti, diye bir şey yok. Henüz geçmedi. Şimdi yerlilerin önü kapalı. Türk sermayesinin tehlikede olduğunu kabul ediyorum. Ama yaşamakta olduğumuz da olağanüstü bir durum. Önemli olan pazarı elde tutmak. Dünyada şimdi böyle bir oyun oynanıyor. Türklerin de bu oyunun ayırdında ve içinde olmasını istiyoruz."
Bülent Demircioğlu da "Globalleşme müthiş bir değişimi beraberinde getirdi. Bunu hükümet öngöremedi. Türk sanayi de yabancılar tarafından satın alınır hale geldi. Bu, bir yerde dengelenecek" dedi.

- Bu teslimiyet değil- İSO Başkanı Tanıl Küçük ise "Bu satın almalardan Türk sanayicisi pes etti, şirketlerini global ekonomiye teslim etti sonucu çıkarılmamalı. Bu bizim hatamız değil. Bazı gerçekleri yaşıyoruz. Sorumluluğumuz da artıyor. Türkiye'de yatırım iklimi ve yatırım ortamı yoktur. Çalışan sanayici vardır. Türkiye'ye geçen yıl 20 milyar doları aşan bir yabancı doğrudan sermaye geldi. Ama bunun içinde ancak 1.5 milyar doları reel sektör yatırımı. Bunun da ne kadarı yeniden yatırıma gittiği belli değil" diye konuştu.

- Borsadaki deneyim- Eğer bu bir eğilim ve zaman içinde dengelenecekse ne olacak da yerli sermaye yeniden harekete geçecek? Bunun yanıtını toplantıda pek bulamadık.
Benzer bir durum sermaye piyasasında yaşandı. 2002'de yabancıların borsadaki payları yüzde 34'tü, şimdi ise yüzde 72. Yani tam iki katı. Ödemeler dengesi istatistiklerinden yabancıların Türkiye borsasına yatırdıkları net paranın stoku 16.7 milyar dolar. Buna karşılık ellerindeki hisse senedi stokunun değeri 64.6 milyar dolar. Bu yatırımları bir portföy yatırımı, hatta sıcak para içinde kategorize ediliyor. Ama yerlilerin, onların elindeki portföyü tamamen devralmaları artık mümkün değil. Ne bu kadar paraları var ne de niyetleri.
Çok daha kalıcı yatırımlar olan reel sektör yatırımlarında yeniden yerli sermayeye dönüş ise borsaya göre kat be kat zor olabilir.

- Sonuç- "Para iyi bir uşak, kötü bir efendidir." Bacon