kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 2 Kasım 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
MUHARREM SARIKAYA

"Erdal Bey..."

Dudağının kenarına kondurduğu mimik ve gözleri onu anlatmaya yeterdi.
Her an gülmeye hazır imasıyla, sade, alçak gönüllü, gösterişten uzak, hayatın doğallığını içine sindirmiş toplumun önemli bir rol modeliydi...
Aramızdaki adıyla; Erdal Bey ...
Veya, bilim, siyaset adamı; Prof. Dr. Erdal İnönü...
Hakka yürüdüğü haberi geldiğinde, hafızamda önce gözleri canlandı.
Meclis koridorlarında, etrafında bir koruma duvarı oluşturmadan, rakamların dizini gibi tek başına seken edayla, başını bir o yana bir bu yana sallayıp bir şeyler üreten beden diliyle dolaşmalarını anımsadım.
Bir de Şule-Adnan Bucak'ın evindeki son sohbetimizi...
Seçimlerin hemen öncesiydi.
Kendi deyimiyle "aslan sosyal demokratların" durumunu sorduğumda, kısa öksürme sesi çıkarıp, başını hafif sağa sola salladıktan sonra konuşmaya başladı:
"Sosyal demokratların dağınıklığı, demokrasi açısından da temel bir eksiklik. Bu dağınıklık bitmeli ve tek çatı altında toparlanmanın yöntemi bulunmalı. Geçmişte de denenmiş birleşme yöntemleri bir şey sağlamaz, birleşmelerin de mutlaka demokrasi içinde olması lazım. Yoksa başarı sağlanamaz."
Seçim sonuçları haklılığını göstermeye yetti.
Kürt meselesinde bugün yaşanan gelişmeleri de öngörmüştü.
Kürt kökenli milletvekillerini partisinin bünyesinde parlamentoya taşıdığı için çok eleştirildi.
"Zamanın tüm gerçekleri ortaya çıkarmak gibi kötü bir huyu vardır" söylemindeki gibi, zaman onu haklı çıkardı.
Yıllardır en yakınında yer almış Uğur Büke ile dün bunları konuşurken iki önemli bilgi daha aktardı.
Erdal Bey hastalığı sırasında da üretmeye devam etmiş.
"Anılar Düşünceler" kitabının dördüncü cildini yarısına kadar yazmış.
Bir de ikisi yayımlanan "Bilim Tarihi" kitabının diğer üç cildini bitirmiş.
Başta da dediğimiz gibi Türkiye değerli bir bilim ve siyaset adamının yanı sıra önemli bir rol modelini de kaybetti.
Hak yolu açık, mekanı ışık dolsun.