kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 1 Kasım 2007, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ABDURRAHMAN YILDIRIM

Domates, biber apartmanlarını da görür müyüz?

Yaklaşık bir buçuk yıldan beri kurak ve sıcak iklimin etkisi altına girdik. Bazı akarsular ve göller kurudu. Toprakaltı suları çekildi. Tahıl üretiminde düşüşler oldu. Bunun başında da buğday üretimi geliyor. 24 milyon tonluk tüketim içinde 300 bin tonluk ithalat ihtiyacı doğdu. Buğday fiyatında belli bir artış gerçekleşti.
Bu fiyat artışı, bazıları için iyi bir zam fırsatı oldu. Ekmek zammından sonra dün de simit fiyatlarının yüzde 50 zamlandığını öğrendik. Yıllık enflasyonun yüzde 7 olduğu bir zamanda bunun 7 katı bir zammı açıklamak, gerekçelendirmek çok zor. Küresel ısınma devam ettikçe kim bilir daha nelerle karşılaşacağız.

Küresel ısınma etkisi
Geçen hafta Tarım Bakanı Mehdi Eker, Ekonomi Gazetecileri Derneği'nin konuğuydu. Konuşmasında yine Bakanlık'taki kabuk değişiminden, tarıma karşı yeni yaklaşımlardan pek çok örnek verdi. Ama tarım öylesine geniş ve hayatın her alanını, Türkiye'nin her yanını öylesine kapsamış ve o kadar da geri kalmış ki, mikro reformalara daha uzun yıllar bıkmadan usanmadan devam etmek gerekiyor. Türkiye'de 150 tarımsal ürün yetiştiriliyor ve pazara sunuluyor. Bu büyük bir zenginlik. Her ürün üreticisi, aracısı, alıcısı, taşıyıcısı, spekülatörü, ithalatçısı, ihracatsıçı ile ayrı bir dünya, ayrı bir piyasa. 150 ürün 150 ayrı piyasanın çalışması ve işlemesi demek. İşte küresel ısınma bu 150 piyasadan bazılarını olumsuz etkileyecek, bazılarını muhtemelen yok edecek. Çünkü su azalacak, toprak kuraklaşacak, verim düşecek. Hatta İç Anadolu, Marmara'nın güneyi ve İç Ege'de önemli üretim kayıpları ortaya çıkabilecek.

Yol haritası
Bakan'a sorduğumuz sorulardan anladığım kadarıyla Tarım Bakanlığı'nın küresel ısınma karşısında net bir yol haritası çıkarılmış değil. Kısa, orta ve uzun vadeli iklim tahminleri de yapılmamış. Tabii bu yol haritası ve iklim tahminleri sadece bakanlık için değil devletin diğer birimleri, hane halkları ve özel sektör için de çok gerekli. Bakan Mehdi Eker, "Korkmayın, Türkiye kalmaz. Gerekirse şehirlerde tıpkı kat otaparkları gibi, tarım üretiminin yapılabileceği çok katlı binalar, yani apartmanlar kurulur. Üretim buralarda da pekâlâ yapılabilir" diyor. Ama bu apartmanların nerede kurulacağı veya kurulmasına gerek olup olmayacağı da önemli bir ticaret konusu.
Nasıl bilgi borsada en büyük sermayeyse küresel iklim değişimi konusundaki enformasyon da tarımdan, gayrimenkule, devletten özel sektöre kadar tüm Türkiye için aynı öneme sahip. Başımıza gelecekleri bilelim, belki önlemini alırız.

Sonuç
"Altının fiyatı vardır, öğrenmeninse pahası olmaz."
Çin Atasözü