kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 25 Ekim 2007, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
MELİHA OKUR

Haydi, ekonomik seferberlik için ileri!

Önce, 'Milli menfaat, sonra para hesabı!..' Arkasından herkes görev başına!..
Kaybedilecek vakit, geçirilecek zaman yok. Türkiye, elbette tek yürek olmalı. Ama ekonomik önceliklerini de unutmamalı.
Abartmıyoruz. Türkiye, bir an önce Irak'la ilgili 'Ekonomik seferberlik' ilan etmeli!
Ekonomik seferberlik görevi iki kuruma çok yakışır. Bu konuda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) el ele vermeli. TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu ile TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ beraberce yola çıkmalı!
Korkmamalı!
Siyasetçinin ufkunu açmalı!
Yapılacak iş, gidilecek yol belli!
Sonuçta Irak'taki Kürt bölgesinde güç aşiretlerin elinde değil mi? Aşiret mensupları ise Vestel, Beko, Ülker, Eti, Aksa Jeneratör, GENPA olmak üzere yığınla Türk şirketinin bayisi. Deli gibi para kazanıyor.
İşte TOBB ve TÜSİAD'ın öncülüğünde Irak'la iş yapan her işadamı korkmadan Irak'taki bayileriyle pazarlık yapıp, Irak hükümeti üzerinde baskı kurmalı. Lobi yapmalı. Eğer Irak'ın Kürt bölgesindeki aşiretler, siyasetçileri üzerinde baskı kuramıyorsa hiç düşünmeden bayilikleri iptal edilmeli.
Türk özel sektörü de 'Hodri meydan' demeyi bilmeli.
Türkiye, Irak'a bu yıl 2.6 milyar dolar ihracat yaptı. Görünen o ki, dış ticaret hacmi 3 milyar dolar olacak.
Bu rakam Türkiye'ye az gelebilir, pek fazla bir şey ifade etmeyebilir. Ama bu rakam Irak Ulusal Hükümeti açısından çok önemli...
Türkiye, Irak'taki Kürt bölgesine konuşlanmış, terör örgütüne karşı operasyon yapıyor. Birleşmiş Milletler sözleşmesinin 51. maddesine ve 1946 yılında Irak ile imzalanan "İyi Dostluk ve Sınır Anlaşması'na" dayanarak meşru müdafaa hakkını kullanıyor. Askeri ve siyasi adımların atıldığı böyle bir dönemde iş dünyasının da Irak'la ilgili yolculukta sözde değil, özde sınav vermesi şart.
Ancak, ne olursa olsun Irak pazarı kaybedilmemeli... Dün toplanan Milli Güvenlik Kurulu'nda 'Ekonomik ambargo' kararının çerçevesi çizildi.
Ticari ambargo mu?
Ticari abluka mı?
Yoksa bambaşka bir yol mu?
Konu çok hassas. Detaylar önemli. Ancak yıllardır bölge insanına dostluk sunan bir ülke olarak Türkiye, elbette 'gıda ve insani yardımı' ambargonun dışında tutar. Ancak belli başlı gıda kalemlerinde özellikle de ABD üslerine satılan mallarla ilgili olarak ambargo uygular.
Haksız mı?