kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 24 Ekim 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Marceau ve Lambert önceki gece geldi.

Antalya'da Türk Sineması'nın buluşma noktası otel lobileri oldu!

ESİN KÜÇÜKTEPEPINAR
ESİN KÜÇÜKTEPEPINAR
İLİŞKİLİ HABERLER
Antalya'da Türk Sineması'nın buluşma noktası otel lobileri oldu!
Güneşli günlerle başlayan 44. Antalya Altın Portakal Film Festivali'ne şimdilerde hakim olan yağmurlu havalar sinema salonlarına rağbeti artırdı. Güneydoğu'daki elim gelişmeler sonucu konser ve parti gibi etkinlikler iptal edildiğinden, sinemacılar otel lobilerinde bir araya gelerek sinema ve memleket meselelerindeki gelişmeleri tartışıyor. Ne de olsa sinema, insanoğlunu kendisiyle yüzleştiren ve geliştiren bir aracı olarak en önemli sanatlardan birisi... Zaten uzunu, kısası, yerlisi, yabancısı, animasyonu, belgeseli yani Antalyalılar ve festival konukları için ziyadesiyle iyi film var. TÜRSAK ve AKSAV tarafından Real sponsorluğunda gerçekleştirilen festival, malum ulusal yarışma bölümünün yanısıra 3. Avrasya Film Festivali ve 2. Avrasya Film Marketi ile birlikte üçlü bir sinema etkinliği olarak gerçekleşiyor ve tabii ki sadece filmler değil, geleceği açıklanan yabancı konuklar da büyük merak konusu.

Sessiz sinema yok!
Cannes'da ikincilik ödülü alan Japon yönetmen Naomi Kawase gibi önemli ama ülkemizde tanınmayan sinemacılar da burada. Onlar film sonrası yapılan kafe söyleşileriyle doğrudan izleyiciyle buluşuyorlar. Ünlü görme heyecanı ise önceki gece yarısı gelen Sophie Marceau ve Christopher Lambert ile bir nebze yatıştı, şimdi Francis Ford Coppola bekleniyor. Dediğim gibi kokteyl ve partilerin iptal edilmesi kararıyla Türk sineması geceleri otel lobilerinde buluşuyor. Yağmurlu havaların etkisiyle de, artık havuz başı keyfini süremeyenler hafif üzgün tabii. Bir yanıyla da, elektriklerin kesildiği anlardaki gibi, aile fertlerini kaynaştırıcı bir etkisi var bunun... Biz yerli sinema eleştirmenleri yabancı meslektaşlarımızdan ayrı bir otelde kalsak da, arada tanıdık ziyaretleriyle hasret gideriyor, yine iki film arası fikir alışverişinden geri kalmıyoruz. Ama geçen yıllardaki 'sessiz sinema' oynama geleneğimiz nedendir bilinmez, bu yıl pek rağbet görmüyor. Yönetmen, oyuncu, yapımcı ve görüntü yönetmeni misali çoğu kişiyi bir araya getiren bu lobi faaliyetleri, bizim açımızdan da yeni projelerin oluşma aşamasında bir nevi borsa oyununa dönüşüyor, kendi aramızda uygun kadrolar kuruyoruz. Kanadalı usta David Cronenbeg'ün yine Viggo Mortensen'e başrol verdiği 'Şark Vaatleri'nin (Eastern Promises) ise şu ana kadar en beğendiğimiz film olarak sohbetlerimizi canlandırdığını da söyleyelim.