kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 23 Ekim 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ABDURRAHMAN YILDIRIM

İçerisi kötü, dışarısı kötü, daha ne olsun

Dış koşulların yanına iç koşullar da eklenince Türkiye piyasaları dünya piyasalarından ayrışmaya başladı. Dün Asya ve Avrupa'nın bütün borsaları ve piyasaları cuma gününden kalan etkinin gölgesinde negatif bir görünüm sergilediler. Ama içlerinde en negatifi Türkiye piyasalarıydı.

- YTL dolar karşısında en çok değer kaybeden para birimlerinin başında geldi. Dolar 1.20 YTL'den 1.40 YTL'ye çıktı.
- Türkiye Borsası bir ara yüzde 6.1'e kadar varan düşüşüyle en çok değer kaybeden piyasalardan biriydi.
- Hazine faizi yarım puanlık artışla en çok artan faizdi.
Bu üç piyasa göstergesi, sınır ötesi operasyonun etkisiyle kötüleşmede dünyadan daha hızlı gitti. Dışarısı kötü ama içerisi de kötü. Türkiye piyasaları için dün talihsiz bir gündü.

- Dışarısı yatışabilir- Dış piyasalardaki kötüleşme bilançoların açıklanmasının bitmesi ve ay sonunda ABD Merkez Bankası'nın faiz kararıyla bir ölçüde yatışabilir. Ama temmuzağustosta yaşanan güçlü dalgadan sonra başlayan toparlanma döneminin iki ay sürdüğü, ardından yeni bir dalganın başladığı görülüyor. Yani küresel dalgalanma biraz külleniyordu ki, yeniden alevlendi. Devamında yeniden küllenme, ardından yılsonu bilançolarının açıklanmasıyla yeniden alev alma dönemini görebiliriz. Bu dalgalanma, zaman zaman küllenen ama zaman zaman da alevlenen bir yangın gibi seyredebilir. Çünkü Batılı büyük şirketlerin ve özellikle finansal şirketlerin temmuzağustos dalgasında güçlü bir vurgun yedikleri, 9 aylık dönemde bazılarının zararlarının bir bölümünü bilançolarında gösterdikleri, diğer bölümünü yılsonu bilançolarına bıraktıkları yönünde tahminler yapılıyor. Bu doğruysa yılsonu bilançoları beklendiği gibi gelse de, kötü gelecek. Yine piyasaları olumsuz etkileyebilecek.

- Yaşananlar krizdir- Dışarıdaki bu olayları dün CNBC-e'de konuştuğumuz iktisatçı ve Referans Gazetesi yazarı Hasan Ersel "Kibarlık edip dalgalanma diyorsunuz ama aslında yaşananlar bir finansal krizdir" diye yorumladı. Hasan Ersel, "finansal krizin bir reel ekonomik krize dönüşmemesi için başta ABD Merkez Bankası olmak üzere diğer merkez bankalarının önlem aldıklarını, ortak hareket ettiklerini ve belli ölçüde olumlu sonuç sağladıklarını" da söyledi. Ersel finansal krizin henüz geçmediğini, çünkü buna yol açan sorunun çözülmediğini kaydetti.
Başlangıcından, seyrinden, alınan önlemler ve yapılan yorumlardan dalgalanmanın hafif bir olay olmadığı sonucunu çıkarmak mümkün.

- Ayrışma nedeni- İçerdeki terör sorunumuzun çözülüp çözülmeyeceği, çözülürse nasıl ve ne zaman çözüleceği belirsiz. Bir sınır ötesi hareket olursa da, bunun boyutunun ne olacağı, ne kadar süreceği, nasıl sonuçlanacağı ve Türkiye'yi nasıl etkileyeceğini önceden kestirmek zor. Finansal piyasalar ve ekonomi de bu tür belirsizlikleri sevmez. Dolayısıyla dışarıdaki dalgalanma belli bir süre sonra yatışsa da, içerideki risk varlığını sürdürmeye devam edebilir.
Bu da Türkiye piyasalarının diğer piyasalardan ayrışması için yeterince güçlü bir neden gibi gözüküyor bize.

- Sonuç- "Kötülükler içinden en iyisini seçmesini bil!" Cicero