kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 22 Ekim 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Günaydın 
ŞİRİN SEVER

'İktidar'ı elinin tersiyle iten kadın

Elysee Sarayı'nda first leydi olmak bana göre değil, orası benim yerim değildi. Fransızlar ikimizi değil, bir kişiyi, Nicolas'ı cumhurbaşkanı seçti..." Sadece Fransızlar değil, tüm dünya bu sözlerin sahibi Cecilia Sarkozy'yi konuşuyor şu ara. Yani Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'den resmen boşanan ex eşi.. 'Cesur yürek' diyorlar ona, 'karakterli kadınmış helal olsun' diye övgüler düzüyorlar böyle bir iktidarı, first lady'liği bırakabildiği için... "Ben başkan karısı olacak kadın değilim" diyerek oradan nemalanmak yerine özgürlüğünü istediği için... "Başka birine aşık oldum" deyip aşkı seçtiği için... Cecilia Sarkozy, boşanır boşanmaz yerel gazetelerden en ünlü moda dergilerine kadar konuştu. En son Elle dergisine, eski modellik günlerini andıran pozlar eşliğinde günah çıkartmış ve uğruna evi terkettiği işadamı Richard Attias'la ilişkisi için şunları söylemiş: "2005'te biriyle karşılaştım, ona aşık oldum ve gittim. Belki bu hareketim biraz hesapsız ve acele oldu fakat sonra, doğru davranmayı deneyerek yeniden yuvamı kurmak için evime döndüm, her şeyi denedik ama olmadı..." Bir cumhurbaşkanı eşi için bu kadar açık, bu denli hiçbir şeyi umursamadan konuşmak alışılmadık bir durum. Bu cesaret, onun eşini aldattığı gerçeğini bile silebiliyor. Ne bu şimdi demeyin! Dünden beri bu haberle ilgili yazılan, yapılan yorumlara bakın; kimse eşini aldattığından bahsetmiyor bile; dürüst davrandığı için onu alkışlıyorlar. Kadın; 'koca cumhurbaşkanının eşiyim, evi terkedemem' diye düşünmüyor, 'bu skandal olur başkasına aşık olamam' da demiyor, içinden geleni yaşıyor. Üstelik doğru davranmayı da arada deniyor ama olmuyor işte! Daha ne olsun! Kocası, kocaaa cumhurbaşkanı da bütün bunları yok sayıp onu yeniden eşi olarak kabul ediyor, yeniden deniyor. E o zaman, bize ne, kime ne? Bir ilişkide neler yaşandığını, kime neyin iyi geldiğini, kimin nasıl hissettiğini o iki kişiden başkası bilemez. Üçüncü bir kişiyi de bunlar hiç ilgilendirmez... Nitekim yapılan kamuoyu anketinde de Fransızlar'ın boşanmayı umursamadığı çıkmış: 'Fransız siyasetinde boşanma önemli bir şey değil' diyenlerin oranı yüzde 79! Hayır bunları okurken; bu olay Türkiye'de olsa neler olur diye düşündüm de... İşin içine bir de 'kadının aldatması' girse, maazallah!