kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 21 Ekim 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Anand

Sevilen ve korkulan...

Karakter özelliklerinin, satranç stillerine de yansıdığı bilinir. İki şampiyonun, Vishwanathan Anand ve Garry Kasparov'un Avrupa Kulüpler Kupası ziyaretlerinde sergiledikleri davranışlar iki şampiyon hakkında çok şey anlattı. Kasparov, 2004'te Çeşme'ye gelmeden önce daha İstanbul'dayken medya onu takibe almıştı. Çeşme'de kötü bir turnuva geçirse de attığı her adım, gazetecilerce izlendi. Kaybettiği maçtan sonra bile herkes onun peşindeydi. Geçen hafta Kemer'e gelen Anand ise Kasparov gibi basın toplantısı düzenlemedi ve sadece üç dört tane röportaj verdi. Kasparov, kariyeri boyunca medyayla ilişkilerini sıcak tuttu. Tavırları ve söyledikleriyle hep gündem yarattı. Hem satrancın teknik yönüne katkıda bulundu hem de söz ve tavırlarıyla satrancın tanıtımına önemli etkisi oldu. Hindistan'da satrancın tanıtımı için çabalar gösteren Vishy, dünya çapındaki projelere fazla katılmadı. Kariyerlerini karşılaştırırsak; Kasparov, Vishy'den kıdemli olsa da Anand da yaklaşık 15 yıldır dünya satrancına Kasparov'dan sonra en büyük damgayı vuran isimlerden biri oldu. Garry Kimovich, yeni kariyerinde masanın diğer tarafındaki Putin'e karşı da satranç stiline benzer şekilde korkusuzca ve agresif bir muhalefet yapıyor. Kasparov'un hayat felsefesinde de satranç tarzında da enerji, dışa dönüklük ve agresiflik, sürekli arayış var. Anand, satrancın siyasi yönüne dair tartışmalardan hep uzak durdu. Kritik konularda, açık yorumlar yapmaktan kaçındı. Medyatik olmaktan ziyade, sadece işini yapmayı tercih etti. İkisi de satrançtaki doğruları en iyi şekilde uyguluyor, ama oyunlarında da farklar var. Anand'ın Kasparov'a göre daha ağırbaşlı ve keskin bir tarzı var. Anand'ın oyun sırasındaki tavırları da Kasparov'a göre daha sakin, şovdan uzak ve ağırbaşlı olarak nitelendirilir. Anand, Kemer'de turnuva salonuna ilk girdiğinde birçok meslektaşı, onu tebrik etmek için yanına geldiler. Ama Kasparov salona gelseydi, onunla sohbet edebilecek isimlerin sayısı çok daha az olurdu. Anand, bütün tebrikleri kabul etti, maçlarından sonra salonun dışında satrançseverlerle (aralarında 13 yaşındaki 2 bin 502 reytingli Hou Yifan da vardı) hatıra fotoğrafı çektirdi. Eğer Kasparov olsaydı, o an hissettiği şekilde davranır; maçtan sonra kendisiyle fotoğraf çektirebilenler, piyangodan ikramiye kazanmış gibi hissederlerdi. İki şampiyonun tercihleri çok farklı. Sanki Machiavelli'nin Prens'inde hükumdarların "Sevilmek mi, korkulmak mı?" sorusunun iki farklı kutbu gibiler... Kasparov korkulan, fakat nefret edilmeyen, Anand ise sevilen bir dünya şampiyonu. Eşiyle birlikte, sakin ve kendi halinde bir hayat süren Anand, medya mensuplarından kaçmasa da Kasparov gibi medyaya yakın, sürekli gündem yaratabilecek bir isim değil. Geçtiğimiz çarşamba günü Hindistan'da görkemli törenlerle karşılanan Anand, kısa bir süre sonra kendi hayatına dönecektir. "Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır," denir. İki şampiyonun, satrancı oynayışlarındaki, medyayla ilişkilerindeki, ilk Türkiye ziyaretleri arasındaki farklar, yoğurdu ne kadar farklı yediklerini gösteriyor.
Haberin fotoğrafları