kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 20 Ekim 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Cumartesi SABAH 
REFİK DURBAŞ

Frankfurt'ta Türk yayın dünyası

Frankfurt, 10-14 Ekim arasında dünyanın 108 ülkesinden 8 bine yakın yayıncıyı konuk etti. Türkiye'den de 47 yayınevi, 3 bine yakın kitapla 59. Frankfurt Kitap Fuarı'ndaydı. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Türkiye standının açılışında yaptığı konuşmada, ülkede yayıncılığın umulundan hızlı geliştiğinin altını çizerek, "Türkiye'deki yayın dünyasının bütün renkleri burada. Türkiye'nin fuarın konuk ülkesi olacağı gelecek yıl, bu renklilik ve çeşitlilik daha da artacak, kazanımlar bütün dünya ile paylaşılacaktır," dedi. Görebildiğim kadarıyla gerçekten de bu yıl daha katılımcı ve çok sesli bir Türkiye görüntüsü vardı fuarda. Konuştuğum kimi yayıncı ve yazarlar da fuarın önümüzdeki yıl, edebiyatımız ve yayın dünyamız için daha verimli geçeceği umudunu taşıyorlardı. Bunda Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın, Türkiye'nin konuk ülke olarak katılacağı 2008 Frankfurt Kitap Fuarı için çalışmalara çok önceden başlamasının ve bilinçle yaklaşımının büyük payı var elbette. Çok geriye gitmeye gerek yok, 2004 yılında dolaştığım fuarı hatırlıyorum. Duvar dibine sığınmış bir stantta, kimi yayınevlerinin üç-beş satır İngilizce ile özetlenebilecek kitap tanıtım broşürleri... Bir elin parmaklarını geçmeyen yayınevinin kendi olanaklarıyla sergilediği kitaplar... Bu yıl ise kültürel zenginliğiyle adına yaraşır bir görünümdeydi Türkiye standı. Hiç mi eksiği yoktu? Mesela bu yıl Türkiye'ye ayrılan bölüm, geniş değildi. 50'ye yakın yayınevi, kibrit kutusu misali sırt sırta dizilmişti. Bir yayınevi yöneticisinin, yabancı bir ajans temsilcisiyle neler konuştuğu, çevreye yayılıyordu. Bir Alman gazetecinin gözlemi de ileriki yıllar için uyarıcı olabilir. Alman gazeteci, Bakan Günay ile Türkiye logosunu aynı fotoğraf karesine sığdırmak istiyordu. Ama logo o kadar büyük ve tavana yakındı ki, bakanı fotoğraflasa logo kareye sığmıyordu, logoyu alsa bakan fotoğrafın dışında kalıyordu. Küçük bir ayrıntı, ama duvarların birine de daha küçük bir logo yerleştirilebilirdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler Genel Müdürü Ahmet Arı'nın şu sözlerine katılmamak mümkün değil: "Her yıl biraz daha iyileşerek fuarı organize ediyoruz. Bu yıl ilk kez yayınevleri sahipleri de eserleriyle birlikte fuara katılım sağladı. 2008 yılında konuk ülke olmamızdan dolayı daha geniş imkânlarla, daha fazla yayıncıyı fuara getirerek Türk edebiyat, kültür ve sanatını bir yıl boyunca tanıtma avantajını elde edeceğiz." Fuarın son günü, Frankfurt Fuar Müdürü Jürgen Boos ve Anna Soller Pont, konuk ülke şiltini Kültür Bakanlığı Yayımlar Dairesi Başkanı Ümit Yaşar Gözüm'e teslim etti. Bayrak, şimdi Kültür ve Turizm Bakanlığı yöneticilerinde. Etkinlikler yalnızca Frankfurt ile sınırlı kalmayacak, konferans ve sempozyumlarla edebiyat, yayıncılık, kültür ve sanat, sinema ve müzik ara başlıklarıyla Almanya'nın öteki kentlerine de taşınacak. Bu arada Bakan Günay'ın açıklamasıyla Türk dilini, kültürünü ve sanatını dünya toplumlarına tanıtmak, Türkiye'nin öteki ülkelerle dostluğunu geliştirmek amacıyla yabancı ülkelerde, Yunus Emre Türk Kültür Merkezleri kurulmaya başlandı. Goethe Enstitüsü benzeri bu merkezlerin ve TEDA projesinin Türk kültür ve edebiyatının yurtdışında tanıtımına büyük bir katkı sağlayacağı kuşkusuzdur.