kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 16 Ekim 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

Karışık kafalar

Gündemde bir "harekat", bir de "hareket" var.
1. Harekat: Kuzey Irak'a, dolayısıyla Irak'a, dolayısıyla ABD işgali altındaki Irak'a, esasında "ABD'ye Irak'taki tek dost etnik grup sayılan" Kürt özerk bölgesine, Irak Cumhurbaşkanı'nın kendi memleketine, sınır ötesi.
2. Hareket: ABD'de "Ermeni soykırımı" denmesi kesinleşirse; "ABD'nin özellikle Irak (ve Afganistan) ikmal yollarını tıkamak".

Bunların her birinin, ama denk geldiği için, her ikisinin de gerçekleşmesi, biraz da şu demek:
1. Türkiye, başta kendisinin olmak üzere, bölgenin, Batı'nın, NATO'nun ve içerideki çeşitli eğilimlerin kafasının ciddi karışacağı bir döneme girecek.
2. Tabii, bu kafa karışıklığıyla kalmayacak. Savaş halindeki bir ülke olarak, epey karışacak.
1. Türkiye; bugüne kadar "müttefik" saydıklarıyla dolaylı (veya açık) çelişme, çatışma içinde olacak: ABD, AB, NATO, İsrail.
2. Türkiye, çeşitli Batıcı, liberal, ulusalcı, laik eğilimlerin "çok tehlikeli" gördüğü İran'la dolaylı müttefik haline gelecek. PKK (PEJAK) mücadelesindeki ortaklıklar ve üstteki maddedeki çelişme ve çatışmalar sonucu.
3. Lakin, başta Silahlı Kuvvetler, ABD ve İsrail ile silah, modernizasyon, istihbarat vesaire gibi işbirlikleri(ne ihtiyaç) sürecek!
4. Türkiye bir yandan ABD'nin Irak işgalindeki "Koalisyon ortakları" arasında yer almaya devam ederken (edecekse), ABD'nin Irak'taki ikmalinin "en az yüzde 70'inin" yol geçen hanı yaptığı kendi topraklarını kullandırtmayacak... mı!
5. Afganistan ve Lübnan'daki Türk askeri varlığı ne olacak? İran'ın desteklediği Hizbullah ile ABD ile çatışan Taliban'a karşı nasıl konuşlanacak askerler?
6. İncirlik'e onlarca nükleer başlığın yerleştirilmesine, İncirlik'in komşuları tehdit etmesine, tehdit ne kelime, bombalarla çökertmeye yataklık etmesine onlarca yıldır ses çıkarmayan, işbirliği yapan devletimiz, ha deyip İncirlik'i durduracak, susturacak mı? Bunu yapabiliyorsa, daha önce neden yapmadığı hiç sorulmayacak mı?
7. Çok sayıda siyasi eğilimin pusulası şaşacak.
8. Savaş halindeki bir Türkiye'de her şey mümkün olabilecek!
ABD'nin önemli dergilerinden "The Nation" da, Nicholas van Hoffman, "Kimin soykırımı sayılır?" başlıklı yazısında, sıkı bir kafa karışıklığına değinmişti.
"Çok şükür Tanrım; Dışişleri Komitesi'nin 1915'te Ermenilerin katledilmesine resmi dille soykırım demesi için 100 sene beklemiştik! Şimdi kendinizi daha iyi hissetmiyor musunuz? Dünya daha iyi bir yer olmadı mı? Sıradaki ne? Napolyon'un Mısır katliamları mı? Anibal'in katlettiği Romalılar mı?" diye "sulu" başladığı yazısında "su katılmamış" bir soru soruyordu:
"Bu Komite; 600 bin Iraklının ölümünden, 2 milyon Iraklının ülkesini terk etmesinden doğrudan sorumlu. Başkalarına soykırım damgaları vuran beyler ve hanımlar, kendilerini de damgalamayı düşünmez mi?
Ermenilerin korkunç katli neredeyse bir yüzyıl önceydi. Irak'taki ise sürüyor. Bu, yüzyıl öncesine göre daha acil bir görev gerektirmez mi?
Sorunun cevabı, hayır; Kaliforniya'daki Ermeni lobisi sayesinde. Ermeni tehcirinin sürüklediği çok aile, oy deposu Kaliforniya'dadır. Orada eşit ağırlıkta Türk lobisi yok. Ama Türkler de ABD'yi İncirlik'ten atabilir; Irak'taki çok sayıda ABD askerinin daha büyük bedel ödemesi pahasına."
Ne tuhaf değil mi?
"Ermeni soykırımı" diyen Komite'ye, diyebilecek Kongre'ye, ABD'ye ateş püsküren biz, Türkiye; onların onayladığı "Irak bombardımanları" için İncirlik'i açmış, ambargo döneminde onbinlerce Iraklı çocuğa ölüm taşınmasına yataklık yapmıştık.
Müttefikimiz Iraklı çocuklar değildi; O Komite, O Kongre idi.
Irak işgalini onaylayan o zatlarla işbirliği yapıyorduk. O işgali kolaylaştırmak için onbinlerce ABD askerini buraya sokacak tezkereyi kazara çıkaramadık ama telafi için hava sahamızı açtık, koz diye salladığımız İncirlik'i "işgale ikmal merkezi" yaptık.
600 bin Iraklının ölümüne bulaştık.
Şimdi, sınır ötesinde veya sınırın burasında, Adana'nın üs köşesinde, haysiyetimizi arıyoruz!
Meraklısına not: Van Hoffman, belki gördüğünüz, DVD'sinden, VCD'sinden görebileceğiniz 92 yapımı "Citizen Cohn" filmini doğuran kitabın yazarı. Frank Pierson' un filminde James Woods' un ödüllük oyunla canlandırdığı "Vatandaş Roy Marcus Cohn" ABD'nin en kara dönemlerinden birinde, 50'lerde, "İnsanları damgalayıp avlayan" Mc Carthy' nin sağkolu idi. 1986'da AIDS'ten öldü. Van Hoffman kitabında ona ve cadı avına vuruyor.