kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 16 Ekim 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
HINCAL ULUÇ
Hıncal'ın Yeri

Herkes sanatçı olursa..

ŞAKİR Bey "İnadından vazgeçmedin" dedi, telefonda.. Dünya medyasında, dünya kadar yazı çıkmış, Onuncu İstanbul Bienali'ni yere göğe koyamayan..
"Valla üstad" dedim.. "Dünya kadar değil, dünyanın tamamı bir araya gelse, benim fikrim değişmez.."
Bir şeyi ben yapabiliyorsam, herkes, önüne gelen, beş yaşındaki çocuktan, en yeteneksize herkes yapabiliyorsa, o zaman "Sanatçı" diye bir ayrım yapmak mümkün olabilir mi?..
Herkes sanatçıysa, o zaman sanat ne?..
Benim görüşüm bu.. Zor değişir.. Başkalarının görüşleri de kendilerine.. Saygı duyarım, ama ölesiye tartışırım.
San Fransisco Müzesi 10 milyon dolar verip satın aldı, duvarına astı diye Robert Rouschenberg'in bembeyaz tuvalini kimse bana "Tablo, resim, sanat" diye kabul ettiremez.
Peki ben de yapsam, bembeyaz bir tuval, evimin duvarına assam, bakan farkı bilecek mi, sezecek mi?..
Dünyanın en uzman jürisi "Bu R.R.'nin, şu Hıncal'ın" diyebilecek mi?..
İlle de imza mı?.. Peki.. R.R. iyi para ediyor diye, 100 tane daha beyaz tuvalin altına imzasını atsa ne olacak?.. Seri imalat?..
"Efendim ilk o düşünmüş.."
Hayır.. İlk bile değil.. Haşmet geçen gün söyledi.. Beyaz tuvali tablo diye ilk asan bir başka Robert.. Ryman..
Fikrin ilk olmadığını ben yazmıştım. Malevich 1911'de kıpkırmızı bir tablo yapmıştı. 40 yıl sonra bembeyazını yapmak yeni fikir mi?..
Düşünce de bir yetenektir. Düşünen filozof olur. Sanatçı değil..
Sahneye çıkıp bir saat sustuktan sonra inmek ve "Ben sanat yaptım. Sessizlik senfonisi bu" demek bazılarınca alkışlanır. Ben gülerim.
İstanbul Bienali'nde sanat yok.. Hadi insafsız olmayalım.. Az var..
Bu garabeti sergileyen adamın bir de, bu sergiyi bu ülkede açmasına sebep olan adama, durduk yerde saldırması, Atatürk ve devrimlerine dil uzatması da cabası..
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Nazan Ökmen'in protestosu harikaydı. Atatürk'e saldırmak için fırsatı kaçırmayanlar, dillerine dolayınca, bu defa Rektör Necla Pur'un tokadı geldi.
"Cumhuriyeti koruma ve kollama hassasiyetimizden ödün vermeyiz" diye..
Atatürk ve cumhuriyet düşmanları meydanı boş sanmasınlar..
Cumhuriyeti koruma ve kollama, sadece Ordu'nun değil, tüm sivil kurumların da ödevidir. Öncelikle de üniversitelerin..