kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 12 Ekim 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
HINCAL ULUÇ
Hıncal'ın Yeri

Meriç böyle gitmez!.. Sil baştan..

Türk medyasının ayıbı kendisine.. Koca Meriç Sümen veda ederken yazılanlar, Pavarotti'nin onda biri değil.. Neden?.. Çünkü Pavarotti'yi kulaktan dolma olsa da biliyorlar. Oysa Meriç'ten haberi olan kaç kişi var aramızda.. Onu seyreden.. Onun Türk Balesinde, Türk Sahne Sanatlarındaki yerinin farkında olan?.
Dünyadaki yerini biliyorlar mı?.
Bu yüzden tek sütun haberler arasında sessiz sedasız veda etmesini yadırgamadım..
Ama Kültür Bakanlığı'nın Meriç için hazırladığı veda gecesi çok dokundu bana..
Yarı dolu bir salonda üften püften iki şarkı.. Sonra bir çini tabak.. Hadi yallah!..
Bu mudur?..
Türkiye'nin Dame Margot Fonteyn'ine, bu ülkenin gelmiş geçmiş en büyük balerinine, dünya çapında bir yıldıza, Moskova Bolşoy'da baş role çıkmış ilk yabancı, tek Türk'e reva görülen muamele bu mudur, Sayın Ertuğrul Günay?..
Dünya çapında bir veda gecesi düzenlenmeliydi..
İstanbul'da.. AKM'de..
Dünya balesinin starları gelip dans etmeliydi.. Dünyanın en büyük opera sanatçıları şarkılar söylemeliydi..
İdil Biretler, Suna Kanlar, Ruşen Güneşler, Meriç'in kuşağı orda olmalıydı..
Mesela New York Flarmoni'yi Gürer Aykal yönetmeliydi..
Dünya medyasına geçecek bir gece hazırlanmalıydı, A'dan Z'ye.. Görkemli.. Hiçbir masraftan, zahmetten kaçılmamış..
Türkiye, devletiyle, halkıyla, sanata, sanatçısına verdiği değeri göstermeliydi.
Öyle bakanın verdiği bir tabak değil, bu ülkenin tüm sanat kurumları, başta İstanbul Kültür Sanat Vakfı, ödül, plaket vermek için sıraya girmeli, Meriç'in veda armağanları sahneye yığılmalıydı.. Evine sığmayıp müze olmalıydı.
Öylesine büyüktür Meriç..
Türk sahne sanatlarındaki yeri öylesine büyüktür..
Ben adım adım yaşadım, Türk Balesinin doğuşunu ve yükselişini, Meriç'e paralel.. Meriç'le birlikte. Bu yüzden iyi bilirim.
Madame, yani eşsiz ölümsüz Dame Ninette de Valois, İngiliz Kraliyet Balesi'nin en büyük ismi, Türk Balesini Meriç'le kurdu, 60'lı yıllarda..
Sonrası Meriç'in Zafer Yıllarıdır!..
1972, 79 ve 82'de Moskova'da Bolşoy'da Giselle oynadı. Bolşoy'un ilk yabancı prima dansçısı oldu.
1973 Kopenhag, 1975 Varşova Uluslararası Festivallerinde "En İyi Dansçı" seçildi. 1973'te Kopenhag 1998'de Teksas balesine ders verdi.
1976 Tokyo Birinci Dünya Bale Yarışması Galası'nda onur konuğu olarak dans etti.
İngiliz, Alman, Danimarka, İtalyan, Rus, Amerikan, Hollanda, Polonya, Yugoslav, Bulgar, Japon, Mısır, Pakistan, Tunus, Cezayir balelerinde konuk oynadı, klasik balenin hemen tüm oyunlarında baş rolü dans ederek.. Saysam burası klasik bale kataloğuna döner.
1972'de Türk Kadınlar Birliği Yılın Sanatçısı seçti.
1981'de daha sulandırılmadığı devirlerde Devlet Sanatçısı ilan edildi.
Dünyanın dört bir yanındaki en önemli uluslararası bale festivallerinin hâlâ değişmez jüri üyesi..
Şimdi bu, dünyanın tanıdığı, dünyanın saydığı Meriç Sümen, kendi ülkesinde böyle mi jübile yapmalıydı..
Hayır.. Sindiremiyorum ve kabul etmiyorum..
Çağrım Şakir Eczacıbaşı'nadır. İKSV'ye yani.. Çağrım İstanbul Opera ve Balesi Genel Sanat Yönetmenliği'ne.. Başı onlar çeksinler..
İstanbul'daki tüm sanatsever, sanat sponsoru işadamlarına, kurumlarına.. Mustafa Koç'a.. Asım Kocabıyık'a.. Güler Sabancı'ya.. Oya Eczacıbaşı'na.. Ak Sanat'a.. İş Sanat'a.. Hepsine çağrı yapsınlar.. Hepsi sponsor olsun..
Şakir Bey el koysun, başa geçsin..
Yekta Kara, o gece Meriç'in Lirik Tarihi'ni sahneye koysun.
Dillere destan bir masal gecesi yapalım.. Hem Meriç'e layık olalım, hem de gençleri özendirelim.. "Biz de Meriç olursak.." desinler..
O masal gecesi efsane gibi anlatılmalı, dilden dile, kuşaktan kuşağa..
Çünkü Meriç bir efsane, Meriç bir masal prensesidir!..