kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 11 Ekim 2007, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ABDURRAHMAN YILDIRIM

Enerji yatırımları niye başlamıyor?

Büyük resim için tıklayın
Türkiye'de benim hatırladığım dönemde, yani 1980 sonrasında ilk kez elektriğe 5 yıldır zam yapılmıyor. Hükümet konutlarda ve sanayide elektrik fiyatını sabit tutarak hem tüketici hem de üretici fiyatlarını dizginledi. Geçmiş dönemde enflasyonun tek haneli rakamlara çekilmesinde elektrik fiyatlarının sabit tutulmasının oynadığı rolü teslim etmek gerekiyor.
Ayrıca ihracata çalışan üretim sektörlerinin rekabet gücünü de olumlu etkilediği açık. En azından fiyatı enflasyon düzeyinde artırılmayarak bu katkı yapıldı. Eğer maliyetler aynen yansıtılmış olsaydı sanayi bugün daha yüksek bir fiyatla karşı karşıya kalacaktı.
Yukarıdaki tablodan da görüldüğü gibi, Türkiye'de sanayi elektiğinin fiyatı 6.9 cent ile Avrupa ülkeleri ortalamasının altında kalıyor. Enerji Bakanlığı'nın verilerine göre sanayi elektriğinin AB ortalama fiyatı 11.7 cent düzeyinde. Bulgaristan, Letonya, Litvanya ise Türkiye'nin altında. Dolayısıyla bugüne kadar veya zam yapılana kadar elektrik fiyatları ile Türkiye ihracatçı sanayicilerini bir ölçüde desteklemiş oldu.

Üretimin yarısı doğalgazla
Her ne kadar YTL bazında elektriğin fiyatı sabit kalsa da, döviz kurunun düşmesinden dolayı dolar bazında fiyatlar artıyor. Yani ihracatçı üreticilerin elektrik maliyeti, fiyatın YTL bazında hiç artmadığı süreçte bile dolar bazında artıyor ve rekabet güçlerini olumsuz etkiliyor.
Bugünkü aşamada ise sübvansiyonlu durum sürdürülemez hale gelmiş. Bazı enerji KİT'lerinde büyük zararlarının oluştuğu biliniyor. Çünkü kuraklık ve yağışların azalması hidroelektrik üretimini azalttı. Bunun yerini artan biçimde ithalat ve ithalatla sağlanan doğalgazdan üretilen elektrik aldı. Bu nedenle üretimin yaklaşık yarısı doğalgazla yapılır hale geldi.

Yüzde 15-20 zam
Dağalgazın ise tamamı ithal ediliyor. Burada bir arz güvenliği sorunu zaten var. Ama onun yanında fiyatı dolarla ve üstelik son yıllarda arttıkça da artıyor. Dolar düşüyor ama petrol fiyatlarına endeksli doğalgaz fiyatları tarihi yüksek düzeylerine çıkmış. Doğalgaz maliyetindeki artış kamu şirketlerini olduğu gibi, bundan elektrik üreten özel sektör şirketlerini kârlı üretim yapmaktan çıkartıyor. Onun için de önceki gün 2008 yılından itibaren otomotik fiyatlamaya geçileceği haberi borsadaki elektrik şirketlerine bir anda ilgiyi artırdı. Ancak anlaşıldığı kadarıyla bu konudaki nihai karar verilmiş değil.
Ondan önce de zaten birikmiş bir fiyat ayarlamanın yapılması gerekecek. Bunun da yüzde 15-20 arasında olabileceği tahmin ediliyor.
Eğer elektrik fiyatları bu oranda artırılırsa hem sanayi kesiminin enerji maliyeti artacak ve dolayısıyla dış rekabet gücü azalacak hem de yurtiçine satılan malların fiyatı artacağından üretici fiyatlarına da olumsuz bir etkisi olabilecek. Konut elektrik fiyatlarındaki artışı da, tüketici fiyatlarına eklenecek. Burada daha yüksek oranlı bir zam yapılması bekleniyor.
Döviz kurunun düşüşünden zaten çok müzdarip olan ihracatçılar şimdi bir de elektrik fiyatlarının artmasından darbe yiyecekler anlaşılan. Destek için başka kanallar bulunmak durumunda.

Yapacak çok
Elektrik ve genelinde enerji ekonominin en büyük sektörü. Yeniden yapılanmaya ve yatırıma en çok ihtiyaç duyulan sektör. Enerjide dışa bağımlılık oranı ise çok yüksek ve yüzde 72 düzeyinde. Hem arz güvenliğini sağlamak hem de dış ticaret açığını daraltmak için daha çok yerli kaynaklardan elektrik ve enerji üretimine ağırlık verilmesi bir zorunluluk. 2020'lerde karanlıkta kalmamak için her yıl ortalama 10 milyar dolarlık yatırım yapılması gerektiği hesaplandı. Bu da Türkiye'deki yatırımların yaklaşık beşte biri düzeyinde. Yerliler, yabancılar yatırım yapacak alan arıyor. Bu yatırımların bir an önce başlayabilmesi için, hukuki ve kurumsal altyapının oluşturulması, enerji piyasasının hedeflendiği gibi serbestleştirilmesi, elektrik dağıtımının özelleştirilmesi gerekiyor. Enerjide ve elektrikde yapılacak çok şey, alınacak çok mesafe var da Ankara'da galiba topyekün bir yoğunlaşma yok.

Sonuç
"Yeteri kadar nedeniniz varsa her şeyi yapabilirsiniz."
Jim Rohn