kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 11 Ekim 2007, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
EMRE AKÖZ

PKK'nın hesabı

Seçim akşamını hatırlıyor musunuz? İlk verilere göre AKP'nin oyu yüzde 55'ti. Daha sonra yavaş yavaş düştü, yüzde 46 küsurda durdu.
Niye ilk gelen rakamlar böylesine yüksekti? Çünkü Türkiye'nin doğu illerinde oy sayımı, batıya kıyasla bir saat önce başlamıştı.
Seçimden birkaç gün sonra da araştırmacılar 'siyaset' haritalarını çıkardılar.
"Hangi parti, hangi illerde birinci oldu" sorusuna göre şekillendirilen harita gerçekten çok şaşırtıcıydı:
CHP ve MHP, doğuda hiç yoktu. Doğu ve güneydoğu illerinde Kürtçü siyasete karşı dikilebilen ve 2002'ye göre oylarını artıran tek parti AKP'ydi.
Bu sonuç karşısında en çok telaşlanan ne CHP'ydi, ne de MHP... En büyük darbeyi PKK almıştı.
"Size bu 'Türk' partilerinden hayır yok, ne olursa olsun bizim işaret ettiğimiz yönde oy verin" diyen PKK yönetimi, burnundan soluyordu çünkü altındaki taban kaymaya başlamıştı.
PKK için mesele sadece siyasi güç kaybı değildi elbette. Taban aynı zamanda maddi ve manevi destek demekti. Artık daha az genç dağa çıkacaktı.
Peki ne olmuştu da "İslamcılık" yapmakla itham edilen AKP, doğudan başarılı çıkmıştı? Herhalde "Kürtçülük" yaparak değil!
CHP "laiklik", MHP "Türk milliyetçiliği", PKK "Kürt milliyetçiliği" diye bastırırken... Yani özetle "ideolojik-siyasi" konulara ağırlık verirken, AKP "ekonomiyi" öne çıkarmıştı.
"Köydes" projesinden "mikro kredi" desteğine, halkın cebine hitap etmeye çalışıyordu.
Bunun da karşılığını aldı.
Önümüzdeki dönemde PKK'yı daha da büyük bir tehlike bekliyor. Mart 2009'da yerel seçimler yapılacak.
Siyaset bilimi bize şunu gösteriyor: Genel seçimlerden sonra yapılan belediye seçimlerinde halk, "daha iyi hizmet alırım" umuduyla iktidar partisine yöneliyor.
2004'te tam bu olmuş, genel seçimlerde yüzde 34 alan AKP, yerel seçimlerde yüzde 40'a ulaşmıştı.
Genelde yüzde 46.6 aldığına göre, acaba yerelde kaç alır? Yüzde 50'yi rahatça aşacağı tahmin ediliyor.
Daha önce de yazmıştım: Güneydoğuda birçok belediye PKK'ya "hayır" diyemeyen başkanların yönetiminde. Bu başkanlar konuşurken mangalda kül bırakmıyor. Ancak iş icraata, yani halkın somut sorunlarını çözmeye gelince koflukları ortaya çıkıyor.
Belediyecilik konusunu gayet iyi bilen AKP'nin oraları kazandığını düşünebiliyor musunuz? Hükümetin de desteğiyle kolları öyle bir sıvayacaklar ki birçok ilin çehresi değişecek.
Bu durumda PKK ne yapacak?
O da "bildiği tek şeyi" yaparak saldıracak. Kamuoyu feryat edecek. Ve şimdi olduğu gibi Ankara'nın canına tak diyecek: Yığacak orduyu... Her taraf askerle dolacak... Baskı artacak... Kurunun yanında yaş da yanacak... Sınır ötesi operasyon filan derken, bölge halkının AKP'ye olan ilgisi azalacak...
PKK elbette dış bağlantılı bir örgüt... Denklemin içinde başta ABD olmak üzere diğer devletler de var. Ama " siyaset" açısından bakıldığında durum böyle.
Özetin özeti: PKK, oyla yenemeyeceğini anladığı AKP'yi, şehitler üzerinden sarsmaya çalışıyor. Bunu yapabilmek için de en büyük düşmanı olan ordunun tepkisinden medet umuyor.