Ne işsin sen İstinye Park?

Maslak trafiğini çektiğimize değecek mi? İstinye Park bizi Kanyon'dan edecek mi? Bu gönül bir alışveriş merkezini daha benimseyebilecek mi? Zor işler bunlar tabii... Sonunda merakıma yenik düşüp gözümü karartıyorum; "Hey taksi! Doğru İstinye Park'a." Ah şu kaybolmuşluk duygusu, ah! Bütün yüzlere yerini yadırgamışlığın gerginliği hakim. Ben mi? Peki itiraf saati; tedirginim. Bakalım şu köşeyi dönünce başıma ne gelecek? Deli gibi alışveriş yapma isteği tabii. Bu da İstinye Park'ın numarası, hatta topumuza kazığı... En ucuzundan, en pahalısına kadar arayıp da bulamayacağınız mağaza yok!

Eğlence Kanyon'da
Artık bir mağaza için alışveriş merkezleri arası mekik dokumaya son! Tabii günün sonunda kendinizi spordan çıkmış gibi hissedeceksiniz, o ayrı. Eğer hedefiniz alışverişse, mutlaka en rahat ayakkabınızı giyin derim. Çok yol tepeceksiniz çünkü. Ya eğlencesi? Bir kafeye oturup geleni geçeni kesmesi? Arkadaşlarla karşılaşıp, ayaküstü sohbet etmesi? İşte bu dalda birincilik ödülü hala Kanyon'a. (alkış!) Çık Kanyon'un birinci katına, bütün restoranlar yan yana. Üstelik sinema da tam karşında. Cuma-cumartesi-pazar Bağdat Caddesi kıvamında. Gerçi çıtır enflasyonu biraz sinirinizi bozuyor ama Kanyon eğlencede hala bitane! "İyi de neden Kanyon'la İstinye Park'ı kıyaslıyorsun?" derseniz... Biz kıyaslamayı severiz. Eski sevgili, yeni sevgili hesaaabı! Neyse, İstinye Park'ın bir numaralı özelliği alışveriş mi? Değil! Bence 'Pazar Yeri'... Üç saat geçirmişim 'Pazar Yeri'nde. En alt kata iniyorsunuz, burnunuza balık-et kokusu geldi mi, yaklaştınız demek. Modern, temiz, şık ve sokak misali bir yer yapmışlar. Girince sağ başta Tütünİçki dükkanı, solda Günaydın kasap ve restoranı... Ortada Malatya Pazarı var, yandan geç. Solda ise en yeşilinden, en tazesinden sebze-meyvenin olduğu manav! Başka? Şekerci, Pelit Pastanesi, bakkal ve manavın hemen yanındaki Balıkev... Demedi demeyin, burası bu yılın bombası olur. Arnavutköy'deki Fishmekan'cılar açmış. Ortaya dört köşe balık tezgahı kurmuşlar. Masaları dışarı atmışlar.

4 seçenekli balıkçı!
Şimdi! Seçenek 1: Balığını alıp evine gidersin. Seçenek 2: Masaya oturur; önden nefis bir balık çorbası içer, sonra mönüden balığını ısmarlar, yersin. Seçenek 3: Mönüdeki balıklar kesmezse, tezgahtan taze balık seçer, pişirtir, yersin. Seçenek 4: Balığını pişirtir; soğutmayan kaplara koydurur, evine götürür, evde yersin! Dört dörtlük bir iş! Şimdi yemeğin bitti mi? Hemen karşıdaki Fazıl Bey'in Türk Kahvesi'ne gideceksin, bir de acı kahveni içeceksin. Sonra da ev alışverişini yaptın mı, Pazar Yeri'ne bir daha bir daha geleceksin. Son zamanlarda bu kadar güzel vakit geçirmemiştim ey okur!