kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 10 Ekim 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
6 aylık hamileyken, oğlu için hazırladığı beşiğin önünde poz veren Çitoğlu, o dönemde kemoterapi nedeniyle dökülen saçlarının yerine peruk taktığını söylüyor.

3 aylık hamileyken meme kanseri oldum

ESRA TÜZÜN
ESRA TÜZÜN
03.10.2007
Ayça Tanyeli Çitoğlu genç bir aile hekimi. Hayatının en zor günlerini bir aile olmaya hazırlanırken geçirdi. 3 aylık hamileyken, duş almak için banyoya girdi ve eline bir şişlik geldi. Kanserdi... İşte Çitoğlu'nun kaleminden o günlerin özeti:..
Adım Ayça Tanyeli Çitoğlu. Aile hekimiyim. Eşim de genel cerrahtır. Şu anda 35 yaşındayım. Kanserle 2 yıl önce, 3 aylık hamileyken karşılaştım. Hamilelikte ostrojen hormonu nedeniyle riskin arttığını biliyordum ama insan kendine bunu konduramıyor. Öyle aramış da, vücudumda bir kitle bulmuş değilim. Bir sabah banyoda aniden elime geldi. Mememin kenarındaydı, küçücük bir şişlikti. Bu nedenle şanslıyım. Eğer kitle meme dokumun iç kısımlarında olsaydı, hiç fark etmeyebilirdim de... Düşünün bir gece önce arkadaşlarınızla yemeğe gidiyorsunuz. Hayat normal akışında devam ediyor. Hamileyim, mutluyum ve sabah her şey değişiyor. Kitleyi fark eder etmez, hiç vakit kaybetmeden ultrason çektirmek için bir arkadaşımıza gittik. O da gördüğünde hemen yüzü değişti. Ama yine de insan o an bir umut beslemek istiyor. Biyopsi sonucu netleşene kadar, 'belki de kanser değildir' diye düşündük. Hamileyken bu tip bir riskle karşılaşınca yalnızca ultrason çekilebiliyor, momografi yapılamıyor. Ultrasonda kitle belirginleşti, hemen biyopsi yapıldı ve teşhis kondu. Sonra tartışmalar başladı. 3 aylık hamileydim. Birçok branştan doktor bir araya geldi. Kadın doğumcu, onkolog, cerrah... Ardından durumumu Meme Konseyi değerlendirdi. Bebeğimin alınıp alınmaması tartışıldı. Ben de, bebeğim de o an ölüme çok yakındık. Eğer 3 aydan daha kısa zamandır hamile olsaydım, gebeliğim sonlandırılacaktı. Ama 3 ayı geçtiği için gebeliğin sonlandırılmamasına, tedavilerin gebeyken yapılmasına karar verildi. Sonrasında hemen ameliyata alındım. Memem ve koltuk altım alındı. Bu süreçte, bebeğime bir şey olacak diye çok korktum. Onun tedavileri kaldıramamasından çekindim. Bıçak sırtı bir yerdeydim. Bebeğim de benimle birlikte, daha anne karnındayken 3 kemoterapi seansı aldı. Artık karnım belirginleştiğinde, bebeğim tekmeler atmaya başladığında, benim saçlarım kemoterapi nedeniyle dökülmüştü. Kolum kalkmıyordu. Süt veremeyeceğimi biliyordum. Yapılan takiplerde bebeğimin iyi olduğunu görüyordum ama yine de endişeliydim. Bebeğe benim ilaçlarım yüzünden zarar gelir mi diye korkuyordum. Kemoterapinin yan etkilerini önleyen hiçbir ilacı bebeğim zarar görür diye alamadığım için çok kötü bir dönem geçirdim. Sürekli midem bulanıyordu, halsizdim. O halde doğuma girdim. Bu sırada 6 ay boyunca hastalığımın yayılımı konusunda hiçbir bilgim yoktu. Çünkü hastalığın başka organlara yayılıp yayılmadığını ancak tomografi ile görebiliyorsunuz. Hamile olduğum için bana tomografi çekilmesi yasaktı. Doğumdan hemen sonra tomografi çekildi ve yayılma olmadığını gördüm. Kemoterapiye devam edildi. Ancak o kadar halsizdim ki bebeğime hep başkalarının kollarında baktım. Sonra da radyoterapiler başladı. Bu süreçte yine bebeğimi kucağıma alamadım. Şimdi bütün bunların üzerinden 2 yıl geçti. Bebeğim Doruk, 1.5 yaşına bastı. 5 yıl boyunca hastalığım sürekli izlenecek. Bir doktor ve bunları yaşamış bir kadın olarak önerim şu; hamilelik döneminde bu hastalığa yakalanabileceğinizi bilin ve düzenli meme kontrollerinden vazgeçmeyin. Çünkü benim ve bebeğimin tüm yaşadıklarıma rağmen hayatımız kurtuldu.
Haberin fotoğrafları