kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 10 Ekim 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
EMRE AKÖZ

Güvenim kalmadı ki

Bazı okurlarımız mesaj gönderdi: " Şehitler hakkında niye yazmadınız? " Ne yazayım?
Artık dudaklarımızın arasından ya da kalemlerimizin ucundan dökülecek her cümle bir klişeye dönüşmüş durumda.
Klişe yani " kalıp söz ". Defalarca tekrarlanmış ibareleri, bir kez daha seslendirmekten başka ne yapıyoruz?
Belli başlı gazetelerin dünkü başlıklarını hatırlayalım: " Yüreğimiz yandı ...
Türkiye'ye ateş düştü ... 70 milyon evlatlarına ağlıyor... Kalbimizdeki kahramanlar ... Durdurun artık bu gözyaşlarını ... Sözün bittiği nokta ... Son fotoğraf ..."
Bunların istisnasız hepsini daha önce de söylemedik mi? " Şehitlerin kanı yerde kalmayacak " ya da " Teröristler döktükleri kanda boğulacaklar " demedik mi?
Peki sonra ne oldu?
Askerlerin kanı yerde kaldı mı? Kaldı ! Polislerin, korucuların, köylülerin, kentlilerin, memurun, esnafın, kadınların, erkeklerin, büyüklerin, küçüklerin hatta bebeklerin kanı yerde kaldı mı? Kaldı !
Yaşları 20 civarındaki gençler infial halinde. " Hemen sınır ötesi operasyon yapılsın, örgüte günü gösterilsin " diyorlar.
Yapıldı, 1990'ların ortasında defalarca yapıldı. Tanklarla, uçak ve helikopterlerle girildi. Günlerce Kuzey Irak'ta kaldı ordu. Üç-beş terörist öldürüp döndü.
Üstelik bunlar yapıldığında orada ne ABD vardı, ne de onun desteğinde bir Kürt devleti kuruluyordu.
" Birlik ve beraberliğimizi futbolcular maça çıkarken siyah bantlar takarak göstersin " diyor başka gençler.
Bugün her lig maçı öncesi, dünyada benzeri olmayan bir uygulamayla, niye İstiklal Marşı okunuyor sanıyorsunuz? Çünkü benzeri öneriler daha önce de yapıldı ve uygulandı.
" PKK'nın uzantısı DTP, Meclis'ten atılsın " diyor bazıları... O da yapıldı arkadaşlar, o da yapıldı. 1994'te dokunulmazlıkları kaldırılan DEP milletvekilleri yaka paça gözaltına alındı; yıllarca hapis yattılar.
Bugün sizin " ilginç fikir ", " etkili önlem ", " anlamlı tepki " sandığınız şeylerin hiçbiri yeni değil. Dedim ya: Hepsi klişe; hepsi söylendi, hepsi denendi.

Tarihsel geçmişi var bu sorunun: 19'uncu yüzyıla uzanıyor. 1923'te Cumhuriyet kurulduktan sonra da bitmiyor. Defalarca yazdım: Atatürk döneminde irili ufaklı 16 isyan saymış konuyu inceleyenler.
En sakin dönem 1950-60 arası. Sonra yavaş yavaş tekrar başlıyor.
1970'lerdeki mayalanmadan sonra 1984'te patlıyor. Bugüne kadar, yani 23 yıldır da sürüyor.
Dile kolay: 23 yıl önce Güneydoğu'dan sağ salim dönenler, bugün oğullarını gönderiyor savaştıkları bölgeye ve her gün " Acı haber gelmesin " diye dua ediyorlar.
Hükümetler geliyor gidiyor, Genelkurmay Başkanları geliyor gidiyor, hatta arada Apo yakalanıp cezaevine konuluyor ama sorun devam ediyor.
" Apo'yu asmayacağız, ondan yararlanacağız " dediler. Değişen bir şey olmadı. Hatta sorun, ABD faktörü yüzünden daha da karmaşık hale geldi.
Velhasıl arkadaşlar, benim bu işin biteceğine dair inancım, güvenim, umudum filan kalmadı.
Bu şartlarda ne yazayım?